Examples of using "Craignait" in a sentence and their turkish translations:
O kadından korkuyordu.
Ona zarar vermekten korkuyordu.
O, soğuk algınlığına yakalanmaktan korkuyordu.
Bebeği uyandırmaya korkuyordu.
O, ölümden korkmadı.
Tom eve geri gitmeye korkuyordu.
Onun hislerini incitebileceğinden korkuyordu.
Tanıdığım bir anne adayı doğum öncesi partisi vermekten çekiniyordu.
Fakat şimdi William Pitt Napolyon'un fetihlerinin Fransa'yı daha güçlü hale getirdiğinden korktu