Examples of using "Entend" in a sentence and their turkish translations:
Hep duyarız bunu ya
Bunu başka duyan var mı?
diğerlerinin görüşlerini duyduğunda gerçekleşen sinyal.
Yavru, nihayet tanıdık bir çağrı duyuyor.
sesimi duyan var mı?
Biz buradan kilise çanını duyuyoruz.
Tom bu şarkıyı her duyuşunda ağlar.
Bu da ''küçük çiftlik sahibi'' anlamına geliyor.
O her gece silah sesi duyar.
Biz gece boyunca tren gürültüsünü duyduk.
Kıvrımlı modeller büyük beden terimini
çocuklar yeni bir dile ait bizim kaçırdığımız sesleri işitebilir.
Bir kayalığın tepesinden bağırırsan sesinin yankısını duyabilirsin.
Ülkeler oraya gittiğinde ilk duyduğun kelimelerle isimlendirilse, İngiltere'ye Damn it denilmek zorunda olacaktı.
O karanlıkta otururken bilgisayarında yazı yazıyor, cıvıl cıvıl öten sabah kuşlarının sesini duyuyor ve bütün gece uyumadığını fark ediyor- fakat uykusuzluk hastası hâlâ uyumayı reddediyor.