Translation of "Entend" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Entend" in a sentence and their turkish translations:

On entend toujours ça

Hep duyarız bunu ya

- Est-ce que quelqu'un d'autre entend ça ?
- Quelqu'un d'autre entend-il cela ?

Bunu başka duyan var mı?

Quand on entend les opinions des autres.

diğerlerinin görüşlerini duyduğunda gerçekleşen sinyal.

Enfin, la petite entend un appel familier.

Yavru, nihayet tanıdık bir çağrı duyuyor.

Est-ce que quelqu'un entend ma voix?

sesimi duyan var mı?

On entend la cloche de l'église d'ici.

Biz buradan kilise çanını duyuyoruz.

Tom pleure chaque fois qu'il entend cette chanson.

Tom bu şarkıyı her duyuşunda ağlar.

Voilà ce qu'on entend par le terme « petit cultivateur ».

Bu da ''küçük çiftlik sahibi'' anlamına geliyor.

Il entend des coups de feu toutes les nuits.

O her gece silah sesi duyar.

On entend le bruit du train pendant la nuit.

Biz gece boyunca tren gürültüsünü duyduk.

On entend de plus en plus de mannequins aux formes rondes

Kıvrımlı modeller büyük beden terimini

L'enfant entend les sons d'une nouvelle langue mais nous perdons cette aptitude.

çocuklar yeni bir dile ait bizim kaçırdığımız sesleri işitebilir.

Si on crie du haut d'une falaise, on entend l'écho de sa voix.

Bir kayalığın tepesinden bağırırsan sesinin yankısını duyabilirsin.

Si l'on devait nommer les pays d'après les mots qu'on y entend d'abord, l'Angleterre s'appellerait “damn it”.

Ülkeler oraya gittiğinde ilk duyduğun kelimelerle isimlendirilse, İngiltere'ye Damn it denilmek zorunda olacaktı.

Assis dans le noir, écrivant sur son ordinateur, il entend le bruit des oiseaux qui piaillent le matin, et réalise qu'il est resté éveillé toute la nuit ; mais l'insomniaque refuse encore de dormir.

O karanlıkta otururken bilgisayarında yazı yazıyor, cıvıl cıvıl öten sabah kuşlarının sesini duyuyor ve bütün gece uyumadığını fark ediyor- fakat uykusuzluk hastası hâlâ uyumayı reddediyor.