Examples of using "Excuse" in a sentence and their turkish translations:
Bahaneni duyalım.
Mazeretin nedir?
Sağlam bir bahanesi
Bunun için özür dilerim.
Bir mazeretim var.
Bu bir mazeret.
O bir bahane uydurdu.
Bana bir özür borçlusun.
O sadece bir bahane.
Üzgünüm, gitmek zorundayım.
- O iyi bir bahane.
- O iyi bir mazeret.
Bu acıklı bir mazeret.
- Affedersiniz.
- Kusura bakmayın.
O benim en sevdiğim bahane.
Bunun için üzgünüm.
O, sudan bir mazeret.
O mazeret değil.
- O kendini haklı çıkarmak için böyle konuşuyor.
- O bunu, bir bahane olarak söylüyor.
Aptallık bahane değildir.
Onlar sadece seni kovmak için bir bahane istiyor.
O, onun yokluğunu bağışladı.
- Geç kaldığı için bir bahane buldu.
- Gecikmesine bir bahane uydurdu.
Git ve Tom'dan özür dile.
- Affedersiniz.
- Özür dilerim.
İnan bana, o özür işe yaramayacak.
Birini rahatsız ettiysem üzgünüm.
ve birtakım konuda talimat almaktansa
Geç kaldığı için özür diledi.
Yaptıklarının hiçbir bahanesi yoktur.
Bana bir saniye izin verin.
Affedersiniz, Joe, telefonunuzu kullanabilir miyim?
Birçok kişiye bir özür borçluyum.
Bana sadece biraz izin verin.
Uyuyakalmak geç kalmak için bir mazeret değildir.
O partiye gitmemek için iyi bir bahane uydurdu.
- Özür dilerim.
- Üzgünüm.
Affedersiniz, bunu tekrarlayabilir misiniz?
Affedersin ama senin yanına oturmak istemiyorum.
Benim hiçbir mazeretim yok.
Mazareti ne olursa olsun, onu affedemem.
"Babanla iyi geçinmiyor musun?" "Üzgünüm, o beni ilgilendirmezdi."
Affedersiniz, ne oluyor?
Üzgünüm size saati söyleyemem, saatim yok.
Affedersiniz, sizinle biraz konuşabilir miyim?
Affedersiniz, saatin kaç olduğunu biliyor musunuz?
- Ne? Ödevini bir futbol maçı yüzünden yapmadın mı? Bu bir mazeret değil!
- Ne? Ödevinizi bir futbol maçı yüzünden yapmadınız mı? Bu bir mazeret değil!
Pul koleksiyonum yok ama onu davet etmek için bahane olarak kullanabileceğim Japon kartpostal koleksiyonum var.
Affedersiniz. Beni en yakın tramvay istasyonuna doğru yönlendirebilir misiniz?
Seni götkafa olarak gördüğüm için kusura bakma, ama senin ne olduğun için düşündüğüm bu.