Translation of "Foulée" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Foulée" in a sentence and their turkish translations:

Heureusement, dans la foulée,

Neyse ki tam da bunların ortasında

Dans la foulée de cette catastrophe,

Bu korkunç olayın yaşandığı sırada

Dans la foulée, elle sort de la tanière, à peine en vie.

Sonra bir baktım ki yuvanın dışına sürüklenmiş, ölmek üzere.

Dans la foulée, Ney a refusé plusieurs chances de fuir la France et a été arrêté pour trahison

. Sonrasında, Ney Fransa'dan kaçma şansını geri çevirdi ve geri yüklenen monarşi tarafından