Translation of "Hérité" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Hérité" in a sentence and their turkish translations:

Il a hérité du château.

O, kaleyi miras olarak aldı.

John a hérité d'une grosse fortune.

John büyük bir serveti miras olarak aldı.

Ma tante a hérité de l'immense propriété.

Teyzem büyük bir emlakı miras olarak aldı.

Soult a hérité d'une armée démoralisée et désorganisée.

Soult, morali bozuk, düzensiz bir orduyu miras aldı.

Tom a hérité de l'entreprise de son père.

Tom işletmeyi babasından miras aldı.

Dans ce film aussi, il a hérité de l'Amérique

bu filmde de Amerika'dan miras kalmıştı

- Il hérita de la maison.
- Il a hérité de la maison.

O, evi miras aldı.

Mr. Bingley avait hérité d’environ cent mille livres de son père.

Sayın Bingley'e babasından yaklaşık yüz bin lira miras kaldı.

- J'ai hérité cet argent de ma tante.
- Ma tante m'a légué cet argent.

Para halamdan bir mirastır.

- Il a hérité d'un vieux coffre en bois.
- Il hérita d'un vieux coffre de bois.

O eski bir ahşap sandığı miras olarak aldı.

Mettre en œuvre les ordres de Napoléon; Soult a également hérité d'un système d'état-major complexe

Napolyon'un emirlerini uygulamaktı; Soult ayrıca Berthier'in kendi tasarladığı