Examples of using "Habitait" in a sentence and their turkish translations:
O burada yaşardı.
Tom Boston'da yaşardı.
Tom Mary'nin nerede yaşadığını biliyordu.
O onun yakınında yaşardı.
Onun nerede yaşadığını sordum.
Tom'un nerede yaşadığını nasıl öğrendin?
Eskiden yaşadığı ev burası.
Küçük kız Brezilya'da yaşadı.
Tom, Lyon'daki savaş sırasında yaşıyordu.
O, Londra'da kalırken, o onu görmek için gitti.
O gençken Tokyo'nun banliyölerinde yaşıyordu.
Tango küçük bir köyde küçük bir çocukla yaşıyordu.
Tom üst katta yaşadı.
O, orada yalnız yaşadı.
- Tom çocukken, onun karşısındaki caddede yaşayan kıza saplantılı oldu.
- Tom çocukken, sokağın karşı tarafında yaşayan kıza kafayı takmıştı.