Translation of "Loyer" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Loyer" in a sentence and their turkish translations:

- As-tu payé le loyer ?
- Avez-vous payé le loyer ?

Kirayı ödedin mi?

- Combien coûte le loyer ?
- À combien se monte le loyer ?

Kira ne kadar?

Mon loyer a augmenté.

- Benim kira arttı.
- Benim kira yükseldi.

- Ils peuvent augmenter votre loyer.
- Elles sont capables d'augmenter votre loyer.

Kiranızı arttırabilirler.

Le loyer est très élevé.

Kira çok yüksek.

Le loyer n'est pas cher.

Kira ucuz.

Je dois payer le loyer.

Kirayı ödemem gerekiyor.

J'ai toujours payé le loyer.

Her zaman kirayı ödedim.

- Tom a oublié de payer son loyer.
- Tom oublia de payer son loyer.

Tom kirasını ödemeyi unuttu.

Le loyer est dû pour demain.

Yarın kiranın vadesi geldi.

Tom doit payer son loyer aujourd'hui.

Tom bugün kirasını ödemek zorunda.

- Je paie toujours le loyer dans les temps.
- Je paie toujours le loyer à temps.

Kirayı hep zamanında öderim.

Tu devrais payer ton loyer en avance.

Kiranı peşin olarak ödemelisin.

À combien se monte le loyer mensuel ?

Aylık kira ne kadardır?

Le loyer est payé pour six mois.

Kira altı aylık ödenir.

Elle est en retard sur son loyer.

O, kira ödemesini geciktirdi.

Il faut que je paie mon loyer.

Kiramı ödemem gerekiyor.

Je peux à peine payer mon loyer.

Kiramı zar zor ödeyebiliyorum.

Je n'ai pas de loyer à payer.

Kira ödemek zorunda değilim.

J'ai du mal à payer mon loyer.

Kiramı ödemede zorluk çekiyorum.

Je n'ai pas encore payé mon loyer.

Kiramı henüz ödemedim.

Veuillez payer deux mois de loyer comme caution.

Lütfen iki aylık kira depozitosu öde.

Il n'a pas payé sa part du loyer.

O, kira payını ödemedi.

Comment Tom a-t-il payé le loyer ?

Tom kirayı nasıl ödedi?

L'essentiel de son revenu passe dans son loyer.

Onun gelirinin çoğunluğu onun kirasını ödemeye gider.

Je dois deux mois de loyer pour ma chambre.

Odam için iki aylık kira borçluyum.

J'ai oublié de payer mon loyer ce mois-ci.

Bu ay kiramı ödemeyi unuttum.

J'ai mis ma guitare en gage pour payer le loyer.

Kirayı ödemek için gitarımı rehin bıraktım.

Je ne suis pas en mesure de payer le loyer.

Kirayı ödeyemiyorum.

Dans l'impossibilité de régler le loyer, je le priai de m'aider.

Kirayı ödeyemediğim için, ondan yardımını istedim.

Si vous ne payez pas le loyer, le propriétaire va vous expulser.

Kirayı ödemiyorsanız, ev sahibi sizi tahliye edecektir.

Je n'ai pas assez d'argent pour payer le loyer ce mois-ci.

Bu ayın kirasını ödemek için yeterli param yok.

Si vous ne payez pas le loyer avant cinq jours, vous serez expulsé.

Kirayı beş gün içinde ödemezseniz, evden atılacaksınız.

Le loyer moyen pour un appartement à Manhattan est d'environ 4 000 $ par mois.

Bir Manhattan daire için ortalama kira yaklaşık aylık 4000 dolardır.

Comme je ne pouvais pas payer le loyer, je lui ai demandé de l'aide.

Kirayı ödeyemediğim için ondan yardım istedim.

Il y a une araignée sur mon plafond et elle ne contribue pas au loyer.

Tavanımda bir örümcek var ve o kiraya katkıda bulunmuyor.

J'aime cet appartement. L'emplacement est bon et, de plus, le loyer n'est pas très élevé.

Ben bu daireyi seviyorum. Yer iyi ve ayrıca, kira çok yüksek değil.

Donc que faisons-nous maintenant? Comment allons-nous payer le loyer de la maison en matière de location?

Şimdi ne yapacağız peki? Kira zamanı geliyor evin kirasını nasıl ödeyeceğiz?

Cette mère célibataire a deux emplois juste pour être en mesure de payer le loyer et nourrir ses enfants.

Bu bekar anne sadece kira ödeyebilmek ve çocuklarını besleyebilmek için iki işte çalışıyor.