Examples of using "Luxe" in a sentence and their turkish translations:
O lüks içinde yaşardı.
Bu lüks bir gezi.
Lüks ürün pazarı hızla büyüyor.
Onlar lüks bir otelde kaldılar.
Bütçemiz böyle bir lükse izin vermeyecek.
ve lüks bir AVM'nin hemen yanında.
Sanat bir lüks değil fakat bir gerekliliktir.
Seyahat kendime izin veremediğim bir lüks.
Sanatı lüks mü yoksa ihtiyaç olarak mı görüyoruz?
Karşılayamayacağımız bir lüks.
Taksiye binmek benim için bir lüks.
beklentisi yüksek kadınlar ve tiz, çirkin dırdırcılar oluyoruz.
O Central Park yakınındaki lüks bir dairede yaşıyor.
Eğitim bir lüks değil, bu bir yatırım.
Sanırım bir duş yapabilirim.
Ben mutfakta biraz yardım kullanabildim.
Gerçekten sahne dekorunda bir değişiklik kullanabilirim.