Translation of "Menti" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Menti" in a sentence and their turkish translations:

- Ils ont menti.
- Elles ont menti.

Onlar yalan söyledi.

- Ils m'ont menti.
- Elles m'ont menti.

Onlar bana yalan söyledi.

J'ai menti.

Yalan söyledim.

- Il t'a menti.
- Il vous a menti.

O sana yalan söyledi.

- Elle t'a menti.
- Elle vous a menti.

O sana yalan söyledi.

- Tu nous as menti !
- Vous nous avez menti !

Sen bize yalan söyledin.

- Tu lui as menti !
- Vous lui avez menti !

Sen ona yalan söyledin.

- Il a menti délibérément.
- Il a délibérément menti.

O kasten yalan söyledi.

Personne n'a menti.

Hiç kimse yalan söylemedi.

Tom m'a menti.

Tom bana yalan söyledi.

D'accord, j'ai menti.

Tamam, ben yalan söyledim.

Tom a menti.

Tom yalan söyledi.

Marie m'a menti.

Mary bana yalan söyledi.

Ils m'ont menti.

Onlar bana yalan söyledi.

Elles m'ont menti.

Bana yalan söylediler.

Je t'ai menti.

- Sana yalan söyledim.
- Size yalan söyledim.

Elle a menti.

Yalan söyledi.

- Ils ont menti.
- Elles ont menti.
- Ils mentaient.
- Elles mentaient.

Onlar yalan söyledi.

- Tu as menti au F.B.I.
- Vous avez menti au F.B.I.

FBI'a yalan söyledin.

- Vous avez menti à Tom.
- Tu as menti à Tom.

- Tom'a yalan söyledin.
- Tom'a yalan söylediniz.

- C'est pourquoi j'ai menti.
- C'est pour ça que j'ai menti.

Yalan söyleme nedenim bu.

- J'ai menti pour te protéger.
- J'ai menti pour vous protéger.

Seni korumak için yalan söyledim.

Il nous a menti.

O bize yalan söyledi.

Il a menti délibérément.

O, kasıtlı yalanlar söyledi

On vous a menti.

Onlar size yalan söylediler.

Tom nous a menti.

Tom bize yalan söyledi.

Tom m'a encore menti.

Tom bana yine yalan söyledi.

Ma femme m'a menti.

Karım bana yalan söyledi.

Ma fille m'a menti.

Kızım bana yalan söyledi.

Je n'ai pas menti.

Yalan söylemedim.

Il a menti effrontément.

Pişkince yalan söyledi.

Cette femme m'a menti.

Bu kadın bana yalan söyledi.

J'ai menti à Tom.

Tom'a yalan söyledim.

Je leur ai menti.

Ben onlara yalan söyledim.

Tom a manifestement menti.

Tom açık biçimde yalan söyledi.

Je regrette d'avoir menti.

Yalan söylediğime pişmanım.

Même Tom a menti.

Tom bile yalan söyledi.

- Je pense qu'on t'a menti.
- Je pense qu'on vous a menti.

Sanırım size yalan söylendi.

- À dire vrai, j'ai menti.
- La vérité, c'est que j'ai menti.

- Aslına bakarsan, yalan söyledim.
- Gerçek bir yalan söylemiş olmamdır.

- Je ne t'ai jamais menti.
- Je ne vous ai jamais menti.

Asla sana yalan söylemedim.

- Je vous ai menti, l'autre soir.
- Je t'ai menti, l'autre soir.

Geçen akşam sana yalan söyledim.

- Pourquoi est-ce que tu m'as menti ?
- Pourquoi m'as-tu menti ?

Neden bana yalan söyledin?

- Il a peut-être menti.
- Peut-être a-t-il menti.

O bir yalan söylemiş olabilir.

- Vous m'avez menti, n'est-ce pas ?
- Tu m'as menti, n'est-ce pas ?

Sen bana yalan söyledin, değil mi?

- As-tu menti à tes parents ?
- Avez-vous menti à vos parents ?

Anne babanıza yalan söylediniz mi?

- Tu m'as menti.
- Tu me mentis.
- Vous m'avez menti.
- Vous me mentîtes.

Bana yalan söyledin.

- Combien de fois m'as-tu menti ?
- Combien de fois m'avez-vous menti ?

Bana kaç kere yalan söyledin?

- Je pense que vous m'avez menti.
- Je pense que tu m'as menti.

- Bence bana yalan söyledin.
- Bana yalan söylediğini düşünüyorum.

- Je suis vraiment désolé d'avoir menti.
- Je suis vraiment désolée d'avoir menti.

Yalan söylediğim için üzgünüm.

Il semblerait qu'il ait menti.

O, bir yalan söylemiş gibi görünüyor.

J'ai menti à mes parents.

Aileme yalan söyledim.

- Tom mentait.
- Tom a menti.

Tom yalan söyledi.

J'ai menti à ce sujet.

Onun hakkında yalan söyledim.

Tom a menti aux policiers.

Tom polislere yalan söyledi.

En fait, il a menti.

Aslında yalan söyledi.

Pourquoi Tom a-t'il menti ?

Tom neden yalan söyledi?

J'ai menti sans le vouloir.

Ben istemeden yalan söyledim.

En fait, elle a menti.

Aslında yalan söyledi.

J'ai menti à la police.

Polise yalan söyledim.

- C'est évident que tu as menti.
- Il est évident que tu as menti.

Yalan söylediğin belli.

- Tom t'a menti, n'est-ce pas ?
- Tom vous a menti, n'est-ce pas ?

Tom sana yalan söyledi, değil mi?

- Elle l'accusa de lui avoir menti.
- Elle l'a accusé de lui avoir menti.

O, onu ona yalan söylemekle suçladı.

- Tom vous a peut-être menti.
- Il est possible que Tom vous ait menti.

Tom'un sana yalan söylemiş olması mümkündür.

- Tu nous a menti, n'est-ce pas ?
- Vous nous avez menti, n'est-ce pas ?

Bize yalan söyledin, değil mi?

- Je suis si désolé de t'avoir menti.
- Je suis si désolée de t'avoir menti.

Sana yalan söylediğime çok üzgünüm.

Il est évident qu'elle a menti.

Bu, onun yalan söylediğinin kanıtıdır.

Elle ne peut pas avoir menti.

O yalan söylemiş olamaz.

Il a menti sur son âge.

Onun yaşı hakkında yalan söyledi.

Elle a été accusée d'avoir menti.

- Yalan söylemekle suçlanıyordu.
- O, yalan söylemekle suçlandı.

Je me sens coupable d'avoir menti.

Yalan söylediğim için kendimi suçlu hissediyorum.

Il est clair qu'il a menti.

O açıkça yalan söyledi.

- Elle m'a menti.
- Elle me mentit.

O bana yalan söyledi.

Le suspect a menti au commissaire.

Şüpheli müfettişe bir yalan söyledi.

Je sais que Tom a menti.

Tom'un yalan söylediğini biliyorum.

Il est évident qu'il a menti.

Onun yalan söylediği açık.

Je pense que Tom m'a menti.

Tom'un bana yalan söylediğini düşünüyorum.

- Tu m'as menti.
- Tu me mentis.

Bana yalan söyledin.

Je pense qu'on nous a menti.

Sanırım bize yalan söylendi.

- Il m'a menti.
- Il me mentit.

O, bana yalan söyledi.

Le fait est qu'elle a menti.

- Gerçek onun yalan söylemesidir.
- Gerçek şu ki o yalan söyledi.

Tom pense que Mary a menti.

Tom Mary'nin yalan söylediğini düşünüyor.

- Veux-tu savoir pourquoi j'ai menti à Tom ?
- Voulez-vous savoir pourquoi j'ai menti à Tom ?

Tom'a neden yalan söylediğimi bilmek istiyor musun?

- Je sais que tu m'as menti l'autre jour.
- Je sais que vous m'avez menti l'autre jour.

Geçen gün bana yalan söylediğini biliyorum.

- Je vous ai menti à tous les deux.
- Je vous ai menti à toutes les deux.

Her ikinize de yalan söyledim.

Harry a honte d'avoir menti à Sally.

Harry, Sally'ye yalan söylediği için utanıyor.

Elle fut accusée d'avoir menti sur l'affaire.

İş hakkında yalan söylemekle suçlandı.