Examples of using "Musicien" in a sentence and their turkish translations:
O fakir bir müzisyendi.
Bir müzisyen misiniz?
O, bir müzisyenle evlendi.
- O müzisyen gibi bir şeydir.
- Müzisyen sayılır.
Bir müzisyen olmak isterim.
O, büyük bir müzisyendi.
O çok iyi bir müzisyendir.
Beethoven, büyük bir müzisyendi.
- Tom bir parça müzisyen.
- Tom müzisyen gibi bir şey.
O büyük bir müzisyen oldu.
O, bir müzisyen olmakla gurur duyuyor.
O bir müzisyen gibi görünüyor.
İyi bir müzisyen değildi.
mühendislik yüksek lisansımı bıraktığımı bilmeniz için atıyorum.
mühendisi, mucidi, matematikçisi, anatomisti, müzisyeni, heykeltraşı,
Çünkü o büyük bir müzisyendi.
- Ben bir müzisyenim.
- Müzisyenim.
Tom'un müzisyen olduğunu düşündüm.
Frank Zappa Amerikalı bir müzisyendi.
Tom profesyonel bir müzisyen değil.
Tom çok yetenekli bir müzisyen.
Tom profesyonel bir müzisyen olmak istiyordu.
Tom iyi bir müzisyen değil.
Müzisyen davulunu yüksek sesle çaldı.
O, bir bilim adamı ve müzisyendir.
Ailemdeki ilk müzisyen benim.
Müzisyen Japonya'nın yanı sıra yurtdışında da ünlüdür.
Yaşamdaki amacı bir müzisyen olmaktı.
Bazıları onun, gençliğinde bir müzisyen olduğunu söylüyor.
Ben Monakolu bir müzisyenim.
Onun gençken bir müzisyen olduğunu söylüyorlar.
Sevmediğim bir müzisyenle hiç karşılaşmadım.
Bu müzisyen hem Japonya'da hem de Amerika 'da çok övüldü.
Tom bir müzisyen olarak geçimini sağlayamıyordu.
- Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki ilkbahar bir caz müzisyeniyle evlenecek.
- Bu dergiye göre, benim sevdiğim sanatçı gelecek bahar bir jazz müzisyeni ile evlenecek.