Examples of using "Partage" in a sentence and their turkish translations:
Üzüntünü paylaşıyorum.
Senin görüşünü paylaşıyorum.
Ben senin duygularını paylaşıyorum.
Ben gerçekten duygularını paylaşıyorum.
- Paylaşımınız için teşekkür ederim.
- Paylaşımın için teşekkürler.
- Paylaştığın için sağ ol.
- Paylaşım için teşekkürler.
Onun fikrini paylaşıyorum.
O bir odayı paylaşıyor.
İyimserliğini paylaşamam.
Ben onların siyasi konumunu paylaşıyorum.
Öğle yemeğini erkek kardeşinle paylaş.
Tom ofisini Mary ile paylaşıyor.
Senin görüşünü paylaşmıyorum.
Tom ile bir odayı paylaşıyorum.
Kim öyle düşünüyor?
Ben senin fikrini paylaşıyorum.
Bir daireyi erkek kardeşimle paylaşıyorum.
Tom erkek kardeşiyle bir oda paylaşıyor.
Odayı kız kardeşimle paylaşıyorum.
Erkek kardeşimle bir oda paylaşıyorum.
Ben bir evi iki arkadaşımla paylaşıyorum.
ama böyle bir paylaşım olabilirmiş
Bu kentin bisiklet paylaşım hizmeti vardır.
Bu durumda paylaşma ekonomimiz devreye girer
ve bulgumuzu ilk defa şu an paylaşıyorum.
Mirasçılar, paranın paylaşımı konusunda kayga etmeye başladılar.
gezegen birçok bölgeyi paylaşıyor. Bütün Hollanda
Dorenda gerçekten iyi bir kız. Kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
Bakış açını anlıyorum, fakat aynı fikirde değilim.
ulan siz değil misiniz Face de torunun fotoğraflarını paylaşan
Arap ülkelerinde Filistin'in bölünmesinden önce Yahudiler vardı.
Bunu biriyle paylaşma.
Ev halkı, aynı yaşam alanını ve parayı paylaşan bir gruptur.