Translation of "Partage" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Partage" in a sentence and their turkish translations:

- Je partage votre chagrin.
- Je partage ton chagrin.

Üzüntünü paylaşıyorum.

- Je partage ton avis.
- Je partage votre avis.

Senin görüşünü paylaşıyorum.

- Je partage tes sentiments.
- Je partage vos sentiments.

Ben senin duygularını paylaşıyorum.

- Je partage vraiment vos sentiments.
- Je partage vraiment tes sentiments.

Ben gerçekten duygularını paylaşıyorum.

Merci pour le partage !

- Paylaşımınız için teşekkür ederim.
- Paylaşımın için teşekkürler.
- Paylaştığın için sağ ol.
- Paylaşım için teşekkürler.

Je partage son opinion.

Onun fikrini paylaşıyorum.

Il partage une chambre.

O bir odayı paylaşıyor.

- Je ne partage pas votre optimisme.
- Je ne partage pas ton optimisme.

İyimserliğini paylaşamam.

Je partage leur positionnement politique.

Ben onların siyasi konumunu paylaşıyorum.

Partage ton déjeuner avec ton frère.

Öğle yemeğini erkek kardeşinle paylaş.

Tom partage son bureau avec Mary.

Tom ofisini Mary ile paylaşıyor.

Je ne partage pas votre avis.

Senin görüşünü paylaşmıyorum.

Je partage une chambre avec Tom.

Tom ile bir odayı paylaşıyorum.

- Qui le pense ?
- Qui partage cet avis ?

Kim öyle düşünüyor?

Je partage la même idée que toi.

Ben senin fikrini paylaşıyorum.

Je partage un appartement avec mon frère.

Bir daireyi erkek kardeşimle paylaşıyorum.

Tom partage une chambre avec son frère.

Tom erkek kardeşiyle bir oda paylaşıyor.

Je partage la chambre avec ma sœur.

Odayı kız kardeşimle paylaşıyorum.

Je partage une chambre avec mon frère.

Erkek kardeşimle bir oda paylaşıyorum.

- Je partage une maison avec deux de mes amis.
- Je partage une maison avec deux de mes amies.

Ben bir evi iki arkadaşımla paylaşıyorum.

Mais il pourrait y avoir un tel partage

ama böyle bir paylaşım olabilirmiş

Cette ville dispose d'un service de partage de vélos.

Bu kentin bisiklet paylaşım hizmeti vardır.

C'est là que rentre en jeu notre économie de partage,

Bu durumda paylaşma ekonomimiz devreye girer

Et c'est la première fois que je partage nos découvertes.

ve bulgumuzu ilk defa şu an paylaşıyorum.

Les héritiers commencèrent à se quereller lors du partage de l'argent.

Mirasçılar, paranın paylaşımı konusunda kayga etmeye başladılar.

Planète partage de nombreuses régions. L'ensemble des Pays-Bas ne sera pas

gezegen birçok bölgeyi paylaşıyor. Bütün Hollanda

Dorenda est vraiment une fille gentille, elle partage ses gâteaux avec moi.

Dorenda gerçekten iyi bir kız. Kurabiyelerini benimle paylaşıyor.

Je comprends ton point de vue, mais je ne le partage pas.

Bakış açını anlıyorum, fakat aynı fikirde değilim.

Vous n'êtes pas le seul, Face partage également des photos du petit-fils

ulan siz değil misiniz Face de torunun fotoğraflarını paylaşan

Il y avait des juifs dans les pays arabes avant le partage de la Palestine.

Arap ülkelerinde Filistin'in bölünmesinden önce Yahudiler vardı.

- Ne partage ceci avec personne.
- N'en fais part à personne.
- N'en faites part à personne.

Bunu biriyle paylaşma.

Un ménage est un groupe qui partage le même espace de vie et les mêmes finances.

Ev halkı, aynı yaşam alanını ve parayı paylaşan bir gruptur.