Examples of using "Permanente" in a sentence and their turkish translations:
Onlar kalıcı korkuyla yaşıyorlar.
Kalıcılık ekstra bir maliyettir.
Lütfen bana kalıcı adresinizi verin.
Biz sürekli gözetim altında idik.
Seni sürekli uyaran sinyaller yok
Hepimiz kalıcı dünya barışı istiyoruz.
Onun yaşamı, zamana karşı bitmeyen bir yarıştır.
Biçim geçici, sınıf kalıcıdır.
Tüm o kemoterapi vücudumu kalıcı olarak kötü etkilemişti.
Tüm dünyadaki kurumlar Çin'i bu yasağı kalıcı hale getirmeye zorluyor.
Bunu çalmadım. Kalıcı olarak ödünç aldım.