Examples of using "Pleuvait" in a sentence and their turkish translations:
Yağmur yağıyordu.
Sessizce yağmur yağıyordu.
Dün yağmur yağıyordu.
Dün akşam yağmur yağdı.
Üstüne üstlük yağmur yağıyordu.
Tom yağmur yağdığını söyledi.
Üstüne üstlük yağmur yağıyordu.
Şikago çevresinde yağmur yağıyordu.
Gece boyunca ara sıra yağmur yağıyordu.
Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
Otobüse bindiğimde yağmur yağıyordu.
Yağmur yağdığı için bir taksiye bindim.
Yağmur yağdığı için evde kaldım.
Yağmur yağıyordu ve oyun iptal edildi.
Yağmur yağdığı için evde kaldım.
Yağmur yağdığı için dışarı çıkamadım.
Yağmur yağdığı için evde kaldım.
Hava sadece soğuk değil fakat aynı zamanda yağışlı da.
Yağmur yağdığı için evde kaldım.
O kadar çok yağmur yağıyordu ki içerde oynadık.
Yağmur yağdığı için evde kaldık.
Ne yazık ki dün yağmur yağdı.
Yağmur yağdığı için evde kaldık.
O kadar şiddetli yağmur yağıyordu ki gidişimizi ertelemek zorunda kaldık.
Yağmur yağdığı için pikniğe gitmedik.
Dün gece yağmur yağıyordu.
Bu sabah kalktığımda ağır biçimde yağmur yağıyordu.
Onlar dün tenis oynamadılar, çünkü yağmur yağdı.
Yağmur yağdığı için piknik öğle yemeğimizi evde yedik.
Yoğun yağmur yağdığı için okula geç kaldık.
Bu sabah otobüse bindiğimde yağmur yağıyordu.
Hava o gün soğuktu, ve bunun yanı sıra, yağmur yağıyordu.
Yağmur yağdığını anladığımda şemsiyemi aldım.
O kadar çok yağmur yağıyordu ki evde kalmaya karar verdik.
Şiddetli yağmur yağıyordu fakat o arabayla gezmekte ısrar etti.
O kadar şiddetli yağmur yağdı ki onu başka bir zaman ziyaret etmeye karar verdik.
Uyandığımda yağmur yağıyordu ama öğleden sonra gökyüzü açılmıştı ve güneş parlıyordu.