Examples of using "Précipiter" in a sentence and their turkish translations:
Bunları aceleye getiremeyiz.
İşleri aceleye getirmeye gerek yok.
Bir çocuğun yola çıktığını gördüğünde sert frenledi.
Aceleye gerek yok.
Acele etmenize gerek yok. Acele etmeyin.