Examples of using "Prisonnier" in a sentence and their turkish translations:
Mahkûma dikkat edin.
Hiçbir mahkûmu götürmeyin.
Sen bir mahkûmsun.
Bir makuma işkence ettin.
Ben ele geçirildim.
Bir tutuklumuz var.
Bir mahkuma işkence ettim.
Sen mahkûmsun.
Tom benim tutuklum.
Mahkûm kaçtı!
Sen alışkanlıklarından vazgeçemeyen birimisin?
Mahkûm cezaevinden kaçtı.
O bir hükümlüye işkence etti.
Hiçbir tutsak götürülmedi.
- O bir savaş esiridir.
- O bir savaş tutsağıdır.
Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.
Yakar top oynayalım.
Polisler kaçan bir mahkûmu takip ediyor.
- Tom bir yerde mahpus tutuluyor.
- Tom bir yerde esir tutuluyor.
- Tutuklu serbest bırakıldı.
- Tutukluya özgürlüğü verildi.
Amiral Stockdale'in tecrübesine dayandım.
Tutuklu, bir hakim huzuruna çıkarıldı.
O onlara tutukluyu serbest bırakmasını emretti..
En tehlikeli mahkum kaçtı.
Kırbaçlandıktan sonra mahkum cevap verdi.
- Tutuklu dün serbest bırakıldı.
- Tutuklu dün salıverildi.
Polis kaçan bir mahkumu arıyor.
Onlar, tutukluya önce işkence ettiler ve sonra onu öldürdüler.
Devrim sırasında hapsedilip öldürüldü.
O bir tutukluya işkence etti.
Onun kaçan bir mahkum olabileceği aklımın ucundan geçmedi.
İki gün önce kaçan mahkum hâlâ serbest.
düştü. Ünlü Viking'e korkunç bir ölüm vermeye karar veren Hıristiyan kralı Ella tarafından esir alındı
Bu savaşlarda Venedikli kaptan Marco Polo esir alınmıştı ve