Examples of using "Prononciation" in a sentence and their turkish translations:
Telaffuzun mükemmel.
Dili sürçtü.
Esperantoyu telaffuz etmek kolaydır.
Lütfen telaffuzumu düzeltin.
Fransızca telaffuzumu geliştirmek istiyorum.
Telaffuzum kötü, özür dilerim.
Telaffuz aşağıdaki gibidir:
İngilizce telaffuzumu geliştirmek istiyorum.
Fransızca telaffuz zor mu?
Esperanto telaffuzu kolaydır.
O ona telaffuzla ilgili birkaç öneri verdi.
Fransızca telaffuzunuz neden bu kadar iyi?
Utanma. Telaffuzun az çok doğru.
Senin aksanın iyi ama telaffuzun biraz zayıf.
Kelimeyi nasıl telaffuz edeceğimden emin değilim.
Polonya ve Portekiz dilleri arasındaki telaffuz benzerliğini fark ettiniz mi?
İnsanlar hâlâ tamamen bir yerli konuşucu gibi ses çıkarmadığın aşikar olduğunda sadece dil yeteneğiniz üzerine size iltifat etmek eğilimindedir.