Examples of using "Territoire" in a sentence and their turkish translations:
Burası benim, diye bağırıyor.
Burası tehlikeli bölge.
bilinmeyen bir bölgeye götürdü.
Burası benim arazim.
Köpek bölgesini işaretledi.
Ağır kokularını etrafa sürerek sınır belirliyorlar.
Silâhlı kuvvetler tüm bölgeyi işgâl etti.
Şehrin en iyi bölgesi elindeyken niye gidesin ki?
Ordular düşman topraklarını istila ve fethettiler.
Fakat yer kavgası asla son bulmayacak.
Burası onun bölgesi ve hırlaması, "Uzak dur" anlamına geliyor.
önümüzdeki birkaç ay boyunca güneyde Osmanlı topraklarına baskın yapmaya devam etti.
1453 yılından beri Türk hakimiyetinde ve Türk topraklarında olan Ayasofya'yı önce bir tanıyalım
Mehmed'in ordularının Anadolu'da savaş halinde olduğunu farkeden Vlad Osmanlı topraklarına yağmaya soyunur
ve adamlarını , gece donmuş Dinyeper Nehri'ni geçerek, şahsen askerleri geri çekerek
Ağrı Dağı, Ermenistan'ın sembolüdür ama aslında Türkiye toprakları üzerinde yer almaktadır.