Examples of using "Vente" in a sentence and their turkish translations:
Şu ev satılıktır.
Onun evi satılıktır.
Eğer ki o kaçak satış olasaydı
Bu yeni arabalar satılık.
Onlar bir tasfiye satışı düzenliyorlar.
Mary piyanosunu satışa çıkardı.
O, evini satışa koydu.
Hava rüzgarlı.
Bill'in işi otomobil satmaktır.
Hem yağmur yağıyor hem de rüzgar esiyor.
Açık artırma pazartesi sona eriyor.
Bu kitap burada satılmıyor.
Sigara satışı yasaklanmalıdır.
Tom arabasını satışa koydu.
Üstelik satışa sunulmuş bu deniz atı broşü
Ne olursa olsun orada olacağım.
O satılık mı?
O, satış bölümünün müdürüdür.
Evimi satışa çıkarmayı düşünüyorum.
Konser biletleri bu ofiste satışta.
Bir açık artırmada tablo satın aldım.
İnsanların kişisel bilgilerini almak ve satmak önemli bir sorun oluyor.
Satış fiyatlarının kırmızı mürekkeple yazılmasına dikkat ediyorum.
Bu artık satılık değil.
Şu anda hangi ürünler satışta?
Organların satışı yasal hale getirilirse potansiyel sağlık sorunları ortaya çıkabilir.
Dün internetteki bir açık artırma üzerinde yeni bir prosesör satın aldım.
Saldırının maddi kaynaklarının bir kısmı ABD'deki korsan müziktendi.
Bu bir piramit şeması değil.
ABD'de ateşli silah satışı üzerine birkaç yasal sınırlama vardır.
Ev aylardır satılık ama henüz bir alıcısı yok.
Bu satılık mı?
O, evi için satış ilanı verdi.
Gazeteye evimin satılık olduğunu söyleyen bir reklam koydum.
Balık tutmaya ve inci satmaya dayanan bir ülkeden önemli bir küresel merkeze.
Zavallı kız, çiçek satarak geçimini sağladı.
Kedim henüz kısa bir süre önce açık arttırmadan almış olduğum çiçek vazomu kırdı.
Dünya Sağlık Örgütünün alkolün zararlı kullanımını azaltmak için bir planı var. Bu alkolle ilgili vergi yükseltme, alkol alacak yerlerin sayısını azaltma ve içme yaşını yükseltmeyi içermektedir. Yetkililer diğer önlemlerin etkili sarhoş sürücü yasalarını ve bazı alkol reklamlarını yasaklamayı içermektedir.