Examples of using "Ali" in a sentence and their turkish translations:
Ali kola içti.
Ali'yi görüyorum.
Ali beni görüyor.
- Ha Ali Hoca, ha Hoca Ali.
- Ha Hoca Ali, ha Ali Hoca.
Bu kitap Ali'nin.
- Ali erkek kardeşim.
- Ali biraderimdir.
Ali yeşildir.
Ali sandığa gitmedi.
Ali kel kafalıdır.
Ali sigara dumanından çok rahatsız olur.
- Onun adı Ali.
- Adı Ali.
- İsmi Ali.
Ali iyi bir kişi.
Gol Ali'ye yazıldı.
Ali'nin kötü alışkanlıkları yok.
Ali sigarayı bıraktı.
Ali gitara başladı.
- Ha Ali Hoca, ha Hoca Ali.
- Ha Hoca Ali, ha Ali Hoca.
Ali Sunal'da yanındaydı oğlu
Ali, Turist Ömer selamı verdi.
Ali benden akıl istedi.
Ali kendi dünyasında yaşıyor.
Ali'ye gözüm kapalı güvenirim.
Ali elimi sıkmadı.
asıl ismi Ali Kemal Sunal
Ali Soytürk isimli takipçimiz ise mal demiş
Ali on senedir Anadoluspor'da oynuyor.
Ali olayı kadere bağladı.
Ali kızı bakışlarıyla yedi.
Ali çocuğa okkalı bir tokat attı.
fakat bir anda Mehmet Ali Birand ile yollarının kesişmesi
ve Mehmet Ali Birand teklif götürmüştü çünkü
Ali hakaretamiz sözlerinden dolayı özür dilemeli.
Ali her hafta nargile kafeye gider.
Eve gidince Ali'yi ara.
Ali arkadaşlarıyla kızma birader oynadı.
Ali'yle korona selamı verip dirsek tokuşturduk.
Bu, Ali'nin kitabı.
Bunu yaparsam Ali bir daha benim yüzüme bakmaz.
Ali bir Osmanlı tokadıyla adamı yere yıktı.
Eşi eve gelince Ali yemek hazırladı.
Ali'nin uykusu hafiftir. İğne düşse uyanır.
Ali'nin uykusu hafiftir. İğne düşse uyanır.