Examples of using "Besseres" in a sentence and their turkish translations:
Daha iyisini hak ediyorsun.
Daha iyi bir şey istiyorum.
Daha iyi bir şeyim var.
Onlar daha iyi bir şey istediler.
Daha iyi bir şey düşünebilir misin?
Yapacak daha iyi şeylerim var.
Daha iyi bir şeyimiz var.
Yapılacak daha iyi şeylerimiz var.
Bundan daha iyisini hak ediyorum.
Ben daha iyisini hak ettim.
O daha iyisini hak ediyor.
O daha iyisini hak ediyor.
Tom daha iyisini hak ediyor.
Daha iyi bir sözlüğe ihtiyacım var.
Keşke daha iyi bir hafızam olsa.
Yapacak daha iyi bir şeyin yok mu?
Hava, olabileceği kadar iyi.
Tom ondan daha iyi bir şey istiyor.
Süzme peynir gibi bir şey yok.
Yapacak daha iyi bir şeyim yoktu.
Yapacak daha iyi bir şeyimiz yoktu.
Yapacak daha iyi bir şeyim yok.
Daha iyi bir takım olmak zorundayız.
Keyif, mutluluktan fazlasını hedeflemekten daha güzeldir.
Bundan daha müthiş bir duygu yok.
Zamanınla daha iyi şeyler yapmak zorundasın.
Senden daha iyisini bekliyordum.
Bu yapacak daha iyi bir şeyim var gibi değil.
Bu yapacak daha iyi bir şeyin var gibi değil.
Tom'un şu anda yapacak daha iyi bir şeyi yok.
Amerikan halkı daha iyisini hak ediyor.
Ondan daha çok herhangi bir şeyi düşünemiyordum.
İyi bir romandan iyisi yoktur.
Ben daha iyi bir şey yemediğime yemin ederim.
Bu hafta daha iyi yapmayı umut ediyoruz.
Zamanını harcayacak daha iyi bir şeyin yok mu?
Yazın soğuk karpuz gibi bir şey yok.
Ölüler dans etmedi. Onların ondan daha iyi yapacak bir şeyleri vardı.
Zamanımızla yapacak daha iyi şeylerimiz var.
Pekâlâ, kendimize daha iyi bir yemek bulmak için bu leşi kullanmanın yolunu bulmalıyız.
Üstün görüş ve manevra kabiliyeti... ...şahin ve doğanlara gündüz avantaj sağlıyor.
Sıcak bir günde soğuk bir bira gibisi yok.
- Sanırım daha iyi bir sistemle gelmek zor olmazdı.
- Sanırım daha iyi bir sistemle ortaya çıkmak çok zor olmazdı.
Tom, Japon'dan daha iyi Japonca konuşur.
Tom yapacak daha iyi bir şey olmadığı için, odasını temizlemeye başladı.
Bütün gün oturup Tom'u beklemekten daha iyi yapacak şeylerim var.
Zamanımla buraya oturmaktan ve senin şikayet etmeni dinlemekten yapacak daha iyi işlerim var.
Sorular sormaktan daha iyisini biliyordum.
Hiçbir şey ondan daha iyi olamaz.
Onun İngilizcesi benimkinden daha iyidir.
Hiç daha iyi biri olacak mı?
Ne zaman ki, hayatından bir şeyi yitirirsen, o zaman bu sadece daha iyi bir şeyin sana doğru yolda olduğunun işaretidir.
Tom, Mary ile evlenmenin o güne kadar yaptığı en iyi şey olduğuna inanıyor.
İyi ve sıcak bir banyo yapmak gibisi yok.