Examples of using "Betreten" in a sentence and their turkish translations:
Çimlere basmayın.
Biz sınıfa giriyoruz.
Odaya girmemelisin.
Mağaraya mı girelim?
Tamam, madene girmek istiyorsunuz demek?
İzinsiz girenler kovuşturulacak.
O beni mağazaya girerken gördü.
Tam odaya girmek üzereydik.
Tom odaya girmeye karar verdi.
- O, odaya girmeye karar verdi.
- Odaya girmeye karar verdi.
yıllarca girememişti bu ülkeye
- Bu eve bir daha adımımı atmam.
- Bu eve tekrar asla ayak basmayacağım.
Tom'u o restorana girerken gördüm.
Ben adamın odaya girdiğini gördüm.
Parktaki uyarı " çimlerden uzak durun " diyordu.
Bir mutfağa girip
Kadın ve erkek aynı ortama giremiyor
O, bizi odaya girmememiz için uyardı.
Bir yabancının o eve girdiğini gördüm.
Sahneye çıkmadan önce her zaman sinirlenirim.
O, odaya girmeye karar verdi.
Mary odaya girmeye karar verdi.
Lütfen eve girmeden önce ayakkabılarınızı çıkarın.
Eve girerken paspasa takıldım.
Salona girer girmez tören başladı.
Birisi odaya girdi.
Hiçbir öğrencinin odaya girmesine izin verilmiyor.
Binaya ne zaman girdiğini bilmiyorum.
Hırsız eve bu kapıdan girdi.
Düşmanın kampına girmek tehlike doludur.
Bir 45'likle bankaya girmek gibisi yoktur.
Bir yere girerken sağ ayakla girmezseniz
Eve girmeden önce ayakkabılarımızı çıkarmalı mıyız?
- Ben yanlışlıkla başka birinin odasına girdim.
- Yanlışlıkla başka birinin odasına girdim.
"Çimlere basmayın" diyen bir tabela vardı.
Hepimiz, eve girmeden önce ayakkabılarımızı çıkaralım.
Karantinaya girmek ne ayıptır, ne de günahtır
Japonlar bir eve girdiklerinde ayakkabılarını çıkarırlar.
Japonlar bir eve girmeden önce ayakkabılarını çıkarırlar.
program toplantıya girmeden önce sizden onay alıyor
Onun odaya girişini gördüm.
Onun odaya girdiğini gördüm.
Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.
O, odaya girer girmez ağlamaya başladı.
Neil Armstrong, Ay'ın yüzeyinde yürüyen sadece 12 kişiden biridir.
Küçük kız odaya girdi.
Genellikle bir Japon evine girmeden önce ziyaretçilerin ayakkabılarını çıkarmaları istenir.
Geminin görevi daha önce insanın gitmediği yerlere cesurca gitmek.
Japonya'da bir eve girdiğinizde ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekiyor.
Tom'un bu binaya girmesi yasaklandı.
Görevimiz daha önce hiçbir kadının gitmediği yere cesurca gitmek.
Tom ilk olarak odaya gitti.
Tam odaya girmek üzereydik.
Neden o binaya girmemize izin verilmediğimizi bulamadık.
Tom ve Mary her ikisi de odaya girer girmez konuşmaya başladılar.
o yıllarda çok meşhurdu çünkü eve girmek için eve girmezdik biz
Odaya girer girmez sadece tütün kokusunu değil aynı zamanda benzin kokusunu da fark ettim.
Yer altı mağarasına girmek iyi bir karardı. Aradığımız yaratıklardan birini de bulduk
Tom'un ebeveynleri olmadan müzeye girmesine izin verilmeyeceğinin farkında olmamasının pek mümkün olmadığını düşünüyorum.
Odaya girmesiyle beraber, masanın üzerinde bir mum yandığını fark etmesi bir oldu. Mumun daha önce orada olmadığını hatırlıyordu.
Geleneksel bir Japon evine girmeden önce ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekir.