Examples of using "Flog" in a sentence and their turkish translations:
O, Paris'e uçtu.
Rüzgar kapıyı açtı.
Kartal uçtu.
John havayolu ile Amerika'ya gitti.
uçan eski bir casus uçak pilotu olan çaylak astronot Roger Chaffee de vardı .
Pilot uçağı uçurdu.
Kuş uzağa gitti.
Uçak doğuya uçtu.
Evime erken uçuş bileti aldım.
Tom Boston'a eve uçtu.
Tom dün Boston'a uçtu.
Karga uçup gitti.
Bir top uçarak pencereden içeri girdi.
Bir arı pencereden dışarı uçtu.
Uçak Fuji Dağının üzerinden uçtu.
Uçak bulutların üzerinden uçtu.
Uçak Kate'in evinin üzerinden uçtu.
Sibirya yoluyla Avrupa'ya uçtu.
Uçak dağın üzerinde uçtu.
Etrafta uçuşan bir sürü can sıkıcı böcekler vardı.
Uçağımız bulutların üstünden uçtu.
Top havada uçtu.
Uçak, bulutların çok üzerinde uçuyordu.
Kiler kapısı bir patlama sesi ile açıldı.
Uçak saat 2:30'da kalktı.
Bir kuş gökyüzünde yükseklerde uçuyordu.
Kartal, avına daldı.
Kuş gökyüzüne doğru gittikçe daha yükseğe yükseldi.
Uçak 3000 metre yükseklikte uçtu.
Kyushu'ya uçakla gittim.
Bu güvercin San Francisco'dan New York'a uçtu.
Kuşlar uçarak uzaklaştılar ve gözden kayboldular.
Jet binanın üzerinden uçtuğunda pencere camları zangırdadı.
Benzin kamyonu kapıya çarptı ve patladı.
O, Şikago'ya uçtu, orada bir arkadaşını gördü.
Nesne, yanıp sönen ışıklar vererek, güneye doğru uçtu.
Ben bulutların üzerinde uçtum.
Top park duvarını aşıp nehre düştü.
Mrs. Bruce İngiltere ile Japonya arasında uçan ilk kadın pilottu.
Amelia Earhart Atlantiği tek başına uçarak geçen ilk kadındı.
O, Londra'dan Paris'e uçtu.
Kartal avına doğru dalışa geçti.
Apollo 8 mürettebatının Ay'a gitmesi üç gün sürdü, ancak tek başlarına uçmadılar.
" O tekrar olmayacak. "Fortunatus kendi kendine söyledi, ve tekrar birbirlerine at sürmeye başladılar. Bu defa Fortunatus'un mızrağı düşmanına o kadar güçlü rastladı ki o atından bir top gibi uçtu ve yerde ölü yatıyordu.