Examples of using "Freude" in a sentence and their turkish translations:
Bundan hoşlanıyor musun?
Tom sevinçten zıplıyor.
Tom bundan zevk alıyor mu?
Güle güle git, güle güle gel!
Ondan hoşlandın mı?
O tenis oynamaktan hoşlanıyor.
- Bundan zevk alırdım.
- Bu hoşuma gider.
- Bundan zevk duyarım.
Tom resim çekmekten hoşlanır.
Hayattan zevk alıyorum.
Güle güle gidin, güle güle gelin!
O, neşeyle dans etti.
Mutluluktan zıplıyorum.
Sevinç doluydum.
Tom tenis oynamaktan hoşlanıyor.
O sevinçle bağırdı.
Okumaktan zevk alırım.
Müziği seviyorum.
Bu hoşuma gidiyor.
Ben neşe doluyum.
Tom şirketinizi seviyor.
Tatilin tadını çıkardın mı?
O zevk bana ait.
Bundan hoşlandın mı?
Joy üzüntüden altüst olmuştu.
Müzik bize çok zevk verir.
O, sevinçten hopladı.
Onun yüreği sevinç doluydu.
Sevinçten yüzü parlıyordu.
Burada olmak bir zevk.
Tom sevincinden çılgına dönmüştü.
Kalbim mutlulukla doluydu.
Kitap okumaktan keyif alırım.
Sevinçten ağlayabilirdim.
Onun gözleri neşeyle parıldıyor.
Tom ondan zevk aldı mı?
Memnuniyetle sana yardım ederim.
Bundan zevk alacağım.
Onu sabırsızlıkla bekleyeceğim.
İşinde büyük zevk alır.
O sevinçten kendinden geçmişti.
O sevinçten kendini kaybetmişti.
Tom da beni mutlu ediyor.
Kalbim neşeyle doluydu.
Tom açıkça araba sürmekten hoşlanır.
O neşe doluydu.
işte zevk çalışmada mükemmelliği getirir.
Ben yüzmenin tadını çıkardım.
Hepimiz ondan zevk aldık.
Ben de ondan zevk aldım.
Keyif, mutluluktan fazlasını hedeflemekten daha güzeldir.
Hayatın en büyük zevki nedir?
Tom'un torunları onun için büyük bir zevk kaynağıydı.
Tom daveti memnuniyetle kabul etti.
Seni mutlu etmek için gülüyorum.
Tom yeni şeyleri denemekten zevk alır.
Onu tanımaktan zevk aldım.
Burada çalışmaktan zevk alıyorum.
- Seninle çalışmaktan keyif aldım.
- Seninle çalışmaktan memnun kaldım.
Seni görmek her zaman bir zevk.
Seninle sohbet etmekten bir zevkti.
Sizinle çalışmak bir zevkti.
Torunlardan gelen mektuplar mutluluk kaynağıdır.
Şenlen ki neşesiz ölme.
Çoğu insan bundan hoşlanmaz.
Seninle tanışmak çok hoştu.
Keyif, insanın rahatlaması değildir, dağılmasıdır.
Mike Yumi ile konuşurken eğlendi.
Ondan zevk alıyordum.
Bu cümleyi seveceğini umuyorum.
Seninle tanıştığıma çok memnun oldum.
Bana verdiğin şey çok hoşuma gitti.
Seninle çalışmak her zaman bir zevkti.
Tom Mary ile konuşurken eğlendi.
dans ettik ve kendimizi zevke teslim ettik.
Birkaç şey bize müzik kadar çok zevk verir.
Ne tür şeyler yapmaktan hoşlanıyorsun.
Tom sevinçliydi.
Esperanto öğrenmek eğlencelidir.
Gözleri sevinçten parıldıyordu.
O kadar mutluydum ki onlara teşekkür etmeyi unuttum.
Haber geldiğinde Jim sevinçle sıçradı.
Gözleri mutluluktan parlıyordu.
O sadece eğlence için periyodik tabloyu ezberledi.
Bundan gerçekten hoşlandım.
keyif, sevgi ve karşılıklı destek için bir kaynak olabilir.
Bunun her dakikasından zevk aldım.
Mary her zaman Tom'un şiirsel mektuplarını okumaktan büyük zevk aldı.
Tom roman okumayı sever.
Bu bana çok zevk verdi.
Kaçışının haberi orduda sevinclere neden oldu.
O ünlü bir şarkıcı ile karşılaştığında külahını havaya attı.