Examples of using "Gestellt" in a sentence and their turkish translations:
- Onlar memnun mu?
- Memnunlar mı?
Ben sorular sordum.
Tom senin hakkında sorular soruyor.
Tom size herhangi bir soru sordu mu?
- Tek başınasın.
- Tek başınasınız.
Ona sorular sordu.
Onlar hangi soruları sordu?
Hiçbir soru sorulmadı.
Malzemeler sağlanacaktır.
Biz herhangi bir soru sormadık.
Tom bana sorular sordu.
Ben sorular sormadım.
Tom ev hapsine alındı.
Leyla ev hapsinde tutuldu.
Tom birçok soru soruyor.
derinden içerlemişti .
- Bu soruyla çok karşılaşıyorum.
- Bu soru bana çok soruluyor.
Her öğrenciye bir soru soruldu.
Soru İngilizce soruldu.
Sadece bir soru soruyordum.
Tom çok soru sordu, değil mi?
TV'nin sesini açtım.
Ben aynı soruyu kendime sordum.
Ben Tony'ye bir soru sordum.
Ona bir soru sordum.
O işini bitirdi.
Şişeleri nereye koydun?
İki adam askeri mahkeme tarafından yargılandı.
Tamamen kendi yolunda olacaksın.
- Bavullarını odana koydum.
- Valizlerini odana koydum.
Doktora bazı sorular sordum.
Sana bu soruyu daha önce sordum.
Öğretmenine birkaç soru sordu.
O şimdi kendi başına.
Bu soruyu sorduğunuz için teşekkür ederim.
Tom artık kendi başına.
Takım üyelerine ekipman ve üniforma sağlanmaktadır.
O çok iyi bir soru sordu.
Yeterince soru sorduğunu düşünüyorum.
Aynı şeyi merak ediyordum.
Sen tek başınasın, Tom.
Onlar bize bir milyon soru sordu.
Tom, sana bir soru sordum!
Şimdi kendi başınızasınız.
O kendini yalnız bıraktı.
O soruyu yüz kere kendim sordum.
Birden gazetelerde şu manşet atıldı
Temasta bulunduğu herkeste karantina altına alınacak
İşini bitirdi, değil mi?
Kırılan pencere için beni suçladılar.
Tom, baban sana bir soru sordu.
O soruyu kendime bir milyon kez sordum.
Ben sadece kendime o aynı soruyu sordum.
Onu ait olduğu yere geri koydum.
Kendi başına olmayacaksın.
Daha önce tek başıma olmadım.
Melanie vazoyu masanın üstüne koydu.
Tom yolumu tıkadı.
Tom artık gerçekten tek başına.
Daha önce hiç kimse böyle bir soru sormadı.
Tom vazoyu masaya koydu.
yüreğini sızlatacak o soru sorulur
Matematik sınavı hakkında bana bazı sorular sordu.
Tom toplantımızda ilginç bir soru gündeme getirdi.
Kendi başımızayız.
Sen tek başınasın gibi görünüyorsun.
Fakat çoğunlukla yalnız başınaydınız.
O soruyu kendime bin defa sordum.
Bu aylarda tek başımaydım.
Tom size bir soru sordu. Lütfen cevaplayın.
O soru bana daha önce sorulmadı.
Bu okul kendi öğrencilerine ders kitabı sağlamaktadır.
Tom bir soru sordu.
Keşke sana o soruyu sormasaydım.
ve Grande Armée'nin en ünlü cerrahı Baron Larrey'in bakımına verildi.
Yeni ürünün kalitesi hakkında bir sürü soru çıktı.
Kızmayın sadece soruyordum.
Tom'la yüz yüze geldim.
Birkaç yıl sonra, anlaşma test edildi.
Tom birkaç güzel soru sordu.
Lannes'ın eski rakibi Mareşal Bessières geçici komutası altına alındı.
Her şeyi biliyordun ama salağa yattın.
O, işini bitirdi.
Tom'a bir soru sordum.
Tom çok fazla soru sordu.
"Sana bir soru sordum." "Seni duymadım."
Bir avukata gücün yetmiyorsa, sizin için biri temin edilecek.
- Niçin benim yerime onu destekledin?
- Neden benim yerime onun tarafını tuttun?
Ona hangi soruyu sorduğumu hatırlayamıyorum.
Tom Mary'ye onun bana sorduğu aynı soruyu sordu.
Bunun yerine zorla emekliye ayrıldı ve polis gözetimi altına alındı.
Böylesine kişisel bir soru sorduğum için lütfen beni affet.
O çok iyi bir soru. Onu sorduğuna memnun oldum.
Herkes evinde kendini karantinaya aldı. Daha sonrasında bütün sokaklar dezenfekte edildi.
Ona zor bir soru sordum.
Her birkaç dakikada önemli bir hayatta kalma seçimi yapmanız gerekecek.
Tom'u burada bırakamayız. Tek başına hayatta kalamaz.
Bir avukat istiyorsan ve buna gücün yetmiyorsa sana bir tane tayin edilecektir.