Examples of using "Großes" in a sentence and their turkish translations:
Arkadaşın çok şanslı.
- Bu geniş bir evdir.
- Bu büyük bir ev.
Tom çok şanslıydı.
- Çok şanslısın.
- Çok ballısın.
Ben çok şanslıyım.
Tom potansiyel doludur.
Onun kendisine büyük güveni var.
- O, çok büyük bir eve sahiptir.
- Onun kocaman bir evi var.
büyük bir yangının çıktığı
O çok fazla bir sorun değil.
O, büyük bir konağa sahiptir.
Onların büyük bir evi var.
Tom'un büyük bir sorunu var.
Büyük bir evin mi var?
Büyük bir çukur var.
Çin büyük bir ülkedir.
Tom'un büyük bir kalbi var.
Brezilya büyük bir ülke.
Bu büyük bir zevkti!
O büyük bir hastane.
Tom son derece şanslı.
Polonya büyük bir ülkedir.
Onun büyük bir evi var mı?
Onun kalbi geniş.
Onun büyük bir kalbi var.
Orada büyük bir bina duruyor.
Bizim büyük bir seyircimiz vardı.
Biz büyük bir paket aldık.
Büyük bir problemim var.
Büyük bir sorunumuz var.
- O büyük bir sorun mu?
- Bu büyük bir sorun mu?
Bu büyük bir sorun.
O büyük bir şirkettir.
Kanada geniş bir ülkedir.
Büyük bir evim var.
John büyük bir serveti miras olarak aldı.
Tom'un büyük bir evi var.
İnsanların büyük beyinleri var.
Tom büyük bir servet miras aldı.
Büyük bir yatak odam var.
Almanya büyük bir ülkedir.
Nehir geniş bir alanı su altında bıraktı.
Fred eşine büyük bir servet bıraktı.
- Haiti'de büyük bir deprem vardı.
- Haiti'de büyük bir deprem oldu.
ve bana büyük acılar yaşattı.
Öfkemiz büyük bir rahatsızlık getiriyor
Ama büyük bir sorunu var.
e tabi haliyle büyük bütçeli oluyor
Artık Apple büyük bir şirketti
O, ciddi bir soruna neden olabilir.
Kaza, trafiği büyük bir karışıklık içine soktu.
Konferansının büyük bir izleyicisi vardı.
O büyük bir servet biriktirdi.
Bu kocaman bir yanlış anlaşılma.
Rusya çok büyük bir ülkedir.
O büyük bir risk aldı.
Ukrayna büyük bir ülkedir.
Çok büyük bir sorunumuz var.
Tom büyük bir risk aldı.
Tom büyük bir risk alıyor.
Tom sana çok inanıyor.
Yardımlarınız için çok teşekkür ederiz.
O büyük bir sandviç.
O büyük bir alışveriş merkezi inşa etti.
Tom büyük bir servet biriktirdi.
Hayat büyük bir sırdır.
Japonca'ya büyük bir ilgisi var.
Bu büyük bir sorun olabilir.
Büyük bir sorun var.
Rudolf büyük bir ev inşa etti.
Büyük bir risk aldın.
- Brezilya çok büyük bir ülkedir.
- Brezilya çok büyük bir ülke.
İnsanların çok büyük beyinleri vardır.
Tom büyük bir ev inşa edecek.
- Büyük bir parti düzenledik.
- Büyük bir parti organize ettik.
Büyük mutluluklar, küçücük umutlarla başlar.
- Büyük bir hayvan hayvanat bahçesinden kaçtı.
- Büyük bir hayvan, hayvanat bahçesinden kaçtı.
Çorabında büyük bir delik var.
Çok geniş bir pirinç tarlası kenti çevreler.
Bu kitaptan büyük bir keyif alacaksınız.