Examples of using "Herumlaufen" in a sentence and their turkish translations:
Grup hâlinde gezmek, yüksek sesle müzik çalmak, fener ve sopa taşımak
Ve İtalya'da hala dolaşıyorlar biliyor musunuz?
Benim komşunun köpeğinin bahçemde koştuğunu gördüm.
biraz o yıllarda dolaşalım ki o yılları anlayabilelim
Köpeğinizin parkta serbest dolaşmasına izin verirseniz, para cezası alırsınız.
Geceleri parkta dolaşamayız.