Examples of using "Hinzugehen" in a sentence and their turkish translations:
- Oraya gideyim deme.
- Oraya gideyim demeyin.
Yapmanız gereken tek şey, oraya gitmek.
O gitmeye karar verdi.
Oraya gitmeye mecbur edildim.
Yarın gitmeyi düşünüyorduk.
O, oraya gitmeye karar verdi.
Bugün bir yere gitmeme gerek yok.
Tom biryere gitmeyi planlamadı.
Sık sık oraya gitmek isterim.
Senin oraya yalnız gitmen ne kadar da aptalca!
Hiç kimse beni oraya gitmekten alıkoyamaz.
Onun oraya gitmemesi için rica ettim.
O onun tek başına oraya gitmemesini tavsiye etti.
O, ona, oraya tek başına gitmemesini tavsiye etti.
Keşke gitmemek için bir nedenim olsa.
Yarın bir yere gitmeyi düşünmüyorum.
Tom'un gitmemesi için iyi bir sebebi vardı.
Eğer gitmek istemiyorsan oraya gitmene gerek yok.
Kendi kendime oraya gitmekten çok korkuyorum.
Tom oraya yalnız gidemeyecek kadar çok genç.
Tom oraya tek başına gitmek için yeterince yaşlı değil.
Tom'un tek başına oraya gitmek için cesareti yoktu.
Oraya gitmeye karar verdim.
Bir yere gitmek ister misin? Tom da geliyor.
Gitmeyi düşünüyorduk, ama en sonunda vazgeçtik.
Tom oraya tekrar gitmemem için bana söz verdirdi.
Oraya gitmek istemiyorsun, değil mi?
Oraya gitmenin faydası yok.
Tom ve Mary davet edildiler, bu yüzden kendilerini gitmek zorunda hissettiler.
O ona oraya tek başına gitmesini tavsiye etti fakat o onun iyi bir tavsiye olduğunu düşünmüyordu.
Birisi beni bir partiye davet etti ama gidemeyecek kadar çok korkmuştum.
Oraya bizzat gitmesine gerek yok.
Onun adını gerçekten bilmek istesem de yeterli cesaretim yok ve sormaya korkuyorum.