Examples of using "Kastanien" in a sentence and their turkish translations:
Kestaneleri kızartalım.
Kestane soymak zordur.
Onlar kestane ağaçlarının gölgesinde oturuyorlar.
Kestaneler en azından on beş dakika kaynamalı.
Evimizin önünde iki tane yaşlı kestane ağacı var.
Tom Mary'nin kestaneleri toplamasına yardım etmek istedi.