Examples of using "Plätze" in a sentence and their turkish translations:
Koltukların hepsi satıldı.
Seninle koltukları değiştirmeme izin ver.
Şimdi. Hazır.
Koltuklar müsait mi?
Her koltuk doluydu.
Bütün koltuklar ayrılmış.
İki koltuk boş kaldı.
Tüm koltuklar dolu.
Hâlâ boş koltuklar var.
Hazırlan. Git!
Hazır, yerinde, görüşürüz!
Konum al! Hazır! Görüşürüz!
Trende ayrılmış koltuklar var mıdır?
Onunla koltukları değiştirdim.
Tom, Mary'yle koltukları değiştiler.
Bütün iyi koltuklar kapılmıştı.
O tur hangi yerlere gider?
- Hepimize yetecek kadar sandalye vardı.
- Hepimize yetecek yer vardı.
- Benimle yerleri değiştirir misin?
- Benimle yer değişir misin?
- Benimle yer değişir misiniz?
İki koltuk boş.
O uçakta iki kişilik rezervasyon yapabilir miyim?
- Çizgilerinize, hazırlanın, başlayın!
- Yerlerinize... Hazır... Başla!
Zil çaldığında seyirciler koltuklarına oturdular.
Oturacak koltuk kalmadı.
Otobüse bindi ve ön tarafta bir koltuğa oturdu.
Ve kamuya açık alanlar açılmaya başladı bu daha büyük sorulara yol açıyor:
Tom Mary'den Lady Gaga konserinde ön sıra koltuklardan almanın bir yolunu bulmasını istedi.