Examples of using "Schlimmer" in a sentence and their turkish translations:
Bu daha da kötüleşiyor.
Bu kötüleşiyor.
O kötüleşiyor mu?
Daha kötü olamaz.
Her şeyin daha beteri de vardır.
- Sen Tom'dan daha kötüsün.
- Tom'dan betersin.
Ağrı daha da kötüleşmektedir.
Sırtımdaki ağrı kötüleşiyor.
Daha kötü olabilirdi.
Benim nezlem daha kötüleşiyor.
O gittikçe kötü oluyor.
Sadece daha kötü olur.
Fırtına kötüleşiyor.
Benim öksürük kötüleşiyor.
Daha kötüsü olabilirdi.
En kötü şeyler hiç bitmez.
Susuzluk vatan hasretinden daha ciddidir.
- İşler gittikçe daha kötü bir hal alıyor.
- Meseleler gittikçe kötüleşiyor.
Daha kötü olabilirdi.
İşler kötüleşebilir.
Bu ne kadar kötü?
İşler daha kötü oldu.
Gelecek yıl daha kötü olacak.
Gittikçe kötüleşmeye devam etti.
Gittikçe kötüleşmeye devam ediyor.
Hiçbir şey televizyonla pazarlamadan daha kötü değildir.
- Sorun büyümeye devam ediyor.
- Sorun kötüleşmeye devam ediyor.
İşler daha kötü olamaz.
Durum düşündüğümden daha kötü.
Artık sadece... Baksanıza, kötüleşiyor.
Ya da çok daha kötüsü, yağmalar mı başlayacak?
Her zamankinden daha kötü yağmur yağıyor.
Ben çok daha kötüydüm.
Kaş yapayım derken göz çıkardım.
Bu çok daha kötü olabilirdi.
- Durum düşündüğümüzden daha kötüydü.
- Durum düşündüğümüzden daha kötü.
Ben neyin daha kötü olduğunu bilmiyorum.
O daha kötü olamazdı.
İşler daha kötü olabilirdi.
Düşündüğümden daha kötü.
İşler kötüye gitmeden gidelim.
Durum sandığımızdan daha kötü.
Bir köpek ısırığı, bir sivrisinek ısırığından daha ciddidir.
Sorun olduğunu düşündüğümüzden daha kötüydü.
Bu giderek kötüleşiyor.
Uyuşturucu almak sigara içmekten daha kötüdür.
Bu noktadan sonra, sadece kötüye gidiyor.
Kirlilik yıldan yıla kötüleşiyor.
Olduğundan daha kötü gözüküyor.
Durum günden güne kötüleşiyor.
Tom'un kötü bir çocuk olduğunu sanmıyorum.
Ağrını kötüleştiren bir şey var mı?
ya bunları fark ediyordum ya da daha kötüye gidiyorlardı,
Hava karardı, ve daha da kötüsü, yolumuzu kaybettik.
Ölümden daha kötü birçok şey var.
Günümün kötüleşebileceğini düşünmedim.
Ülkedeki siyasi koşullar gittikçe kötüleşti.
Eğer kötüleşirseniz doktora gitmeyi unutmayın.
Ve daha da kötüsü “Medya da bunun konuşulduğunu duyudunuz mu?" sorusuna.
yani aslında daha kötüsü de var biz de biraz daha büyüdükten sonra
Durum bizim sandığımızdan daha kötü.
Gençliğimde, şimdikinden çok daha beterdim.
Sağlığı kaybetmek parayı kaybetmekten daha önemlidir.
Hapishanedeki yaşam bir hayvanın yaşamından daha kötüdür.
Olanlar Tom'un olacağını düşündüğü herhangi bir şeyden daha kötüydü.
Derhal doktoru çağır, yoksa hasta daha kötü olacak.
İşin daha da kötüsü o dönemde birde o duvarın arkasına bir geçit açıyorlar
Yeni şefimizin eskisinden daha kötü olacağından süphe ediyorum.
Hangisi daha kötü bilmiyorum: parçalara ayrılmak veya boğulmak.
Bir aptaldan daha kötü olan tek şey gayretli bir aptaldır.
Masum bir adamı hapishaneye göndermek bir suçluyu serbest bırakmaktan daha kötüdür.
Hayat asla daha kötü olacak kadar kötü değil.
Derhal yatmaya gitsen iyi olur, yoksa soğuk algınlığın daha da kötüleşir.
Hangisi daha kötüdür, bir insanı öldürmek mi yoksa beş kişinin ölmesine izin vermek mi?
Ve devam ederse İkinci Dünya Savaşının sonuçlarından daha kötü olacak
Savaş devam etti ve Ocak 1814'e kadar Napolyon durum daha da kötü görünüyordu.
İnsanları aldatmak yanlıştır, fakat kendinizi aldatmak daha kötü.
Hiçbir market dezenfekte ettiğini bize lanse etmiyor. Ya da daha kötüsü dezenfekte bile yapmıyor.
Napolyon tarafından yaratılan Marşallar listesinde değildi. Daha da kötüsü, 1805'te Mareşal Lannes'ın Beşinci Kolordusu'ndaki
O sadece sorunu daha kötü yapar.
Keskin bir dil, keskin bir bıçaktan daha tehlikelidir.
Yabancı bir ülkede pasaportunu kaybetmek valizini kaybetmekten veya cüzdanını çaldırmaktan daha kötüdür.
En iyiler çoğunlukla iyilerin düşmanıdır.