Examples of using "Schwach" in a sentence and their turkish translations:
Sen güçsüzsün.
Batarya zayıf.
Güçsüzleşiyorum!
Tom güçsüz.
Ben güçsüzüm.
Biz güçsüzüz.
Onlar zayıftı.
Siz zayıfsınız.
Tom zayıfladı.
Düşman zayıf.
Müttefiklerimiz güçsüz.
Tom çok güçsüz.
Tom çok zayıftı.
Batarya zayıf.
Baygın hissediyorum.
Tom güçsüz değil.
Aydan gelen ışık zayıf.
Çok zayıfsın.
Çok zayıfız.
Tom son derece cılız.
Tom zayıf hissetti.
Ben çok zayıfım.
Çok zayıfım.
Tom zayıf olabilir.
Nabzım zayıf.
Halat çok zayıf.
Ben hâlâ çok zayıfım.
O, küçük ve güçsüz.
- O, İngilizcede zayıftır.
- O, İngilizcede zayıf.
Tom küçük ve zayıf.
Kelimeler kifayetsiz.
O yaratılıştan zayıftır.
Kahvemi hafif istiyorum.
Tom'un zayıf olduğunu biliyorum.
Yoko teyze çalışmak için çok zayıf.
Bugün biraz güçsüz hissediyorum.
O, hastalığından sonra zayıf hissediyor.
Çok kötü hareket ediyordu. Yavaşça, çok zayıf şekilde.
O, hastalığından sonra hâlâ güçsüzdü.
Annem uzun bir hastalıktan dolayı çok zayıftı.
Ruh isteklidir fakat beden güçsüzdür.
Şekerlemeye dayanamaz.
Bu, piller zayıf olduğu için iyi çalışmıyor.
doğanın zekâmız karşısında çok zayıf olduğu anlayışı...
Parmağımızı bile kıpırdatmadan kazandık çünkü diğer rakipler zayıftı.
Neden çok başım dönüyor gibi hissediyorum?
Zayıf hissettiğimde güçlüymüş gibi yaptım,
O, bir arkadaşına çok yorgun ve güçsüz hissettiğini söyledi.
O kadar zayıf ki sağlıklı ahtapotlar gibi canlı renkler çıkaramıyor.
Bu kaslar zayıfsa, diz kaputunu doğru konumda tutamazlar.
İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurtlamaz, pulluğu çekmek için çok zayıf, tavşanları yakalamak için yeterince hızlı koşamaz.