1. Home
  2. Translation in context
  3. German-Turkish
  4. Sex

Translation of "Sex" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Sex" in a sentence and their turkish translations:

- Hattest du wirklich Sex?
- Hattet ihr wirklich Sex?
- Hatten Sie wirklich Sex?

Gerçekten seks yaptın mı?

Sex ist gut.

Seks iyidir.

Was ist also Sex?

Peki cinsellik nedir?

Sex ist mir wichtig.

Seks benim için önemli.

Frauen wollen auch Sex haben.

Kadınlar da seks yapmak ister.

Tom hat Sex mit Mary.

Tom, Mary'yle seks yaptı.

Aber wir degradieren Sex eigentlich nur.

Fakat yaptığımız şey, aslında cinselliği küçümsemek.

Ich will Sex mit ihr haben.

Onunla sevişmek istiyorum.

Ich will Sex mit ihm haben.

Onunla sevişmek istiyorum.

- Wann hast du das letzte Mal Sex gehabt?
- Wann hast du zum letzten Mal Sex gehabt?

En son ne zaman seks yaptın?

Sex ist mehr als nur ein Akt.

Cinsellik, bir eylemden fazlasıdır.

Sie fragen: Was bedeutet Sex für mich?

Soruyorlar: Cinsellik benim için nedir?

Willkommen bei Tatoeba, Tequila, Sex und Marihuana.

Tatoeba, tekila, seks ve marihuanaya hoş geldiniz.

Die Bedeutung des Wortes Sex ist oft unklar.

"Sex" kelimesi anlamı genellikle belirsizdir.

Wir leben in einer Kultur, die von Sex besessen scheint.

Cinselliğe kafayı takmış gibi görünen bir kültürde yaşıyoruz.

Beim Sex geht es um die Beziehung zu den Sinnen.

cinsellik, hislerimizle olan ilişkimizle alakalıdır.

Wenn Sex eine Kampfkunst wäre, hätte ich einen schwarzen Gürtel.

Seks bir dövüş sanatı olsaydı, siyah kuşağım olurdu.

Zweiundfünfzig Prozent der britischen Frauen ziehen Schokolade dem Sex vor.

Britanyalı kadınların yüzde elli ikisi çikolatayı sekse tercih ediyor.

Dass man bei Tisch nicht über Sex, Politik oder Religion spricht.

yemek masasında seks, politika ve dinden bahsedilmemesi öğretilmiştir.

Es geht letztlich nicht darum, dass Frauen mehr oder besseren Sex haben.

Bu sadece kadınların daha çok, daha iyi cinsellik yaşamasıyla alakalı değil.

Zwei Dinge lehnt man niemals ab: Sex und einen Auftritt im Fernsehen.

Asla reddedemeyeceğin iki şey vardır, seks ve televizyona çıkmak.

Die nicht mit mir Sex in der Toilette einer 747 haben wollen.

daha gelişmiş bir kadın sınıfından biriyle flört etmeye ihtiyacım var.

Ein Intelligenzler ist jemand, der etwas entdeckt hat, das interessanter ist als Sex.

Bir aydın, seksten daha ilginç bir şey keşfetmiş bir kişidir.

Ich glaube, dass man die sexuelle Befreiung gründlich missverstanden hat. Porno tötet den Sex.

Cinsel kurtuluşun tamamen yanlış anlaşıldığına inanıyorum. Porno seksi öldürüyor.

Der Unterschied zwischen Sex und Sterben besteht darin, dass Sterben eine Sache ist, die man allein machen kann und dass niemand über einen lacht.

Cinsiyet ile ölüm arasındaki fark, ölümün tek başına yapılabileceği ve kimsenin bunun hakkında gülmemesidir.