Examples of using "Straßen" in a sentence and their turkish translations:
Sokaklar arabalarla tıkanmış.
iyileştirme çalışmaları yapıyoruz.
Sokaklar boştu.
Caddeler temiz.
Birkaç yolu su basmış.
- Sokaklar karla kaplıdır.
- Caddeler karla kaplıdır.
Sokaklar kirli.
Sokaklar ıssız.
Tokyonun yollarına aşinaydı.
...güçlü yırtıcıları ortaya çıkarıyor.
İnşa ettiğimiz yollar
- Benim evim beş blok ötededir.
- Evim beş sokak ötede.
Sokaklar insan dolu.
Caddeler parlak bir biçimde aydınlatılmış.
Sokakların arasından acıyla yürüyordum.
Sokaklarda kar yağıyor.
Sokakta karışıklık hüküm sürüyor.
- Sokağı su bastı.
- Sokağı sel bastı.
Kübalı askerler sokakları koruyordu.
Yollar çukurlarla dolu.
Sokaklarda cinler... ...gulyabaniler...
Caddede amaçsızca gezindim.
Hokkaido'daki caddeler geniştir.
Kışın, yollar buzla kaplıdır.
Sokaklar karla kaplıydı.
- Sokaklar sessizdi.
- Caddeler sessizdi.
Sokaklar bahar güneşinde parlıyor.
Sherpa 53 yıldır yollar inşa ediyor.
İki cadde birbirine paralel çalışır.
Birçok kaza, yolun buzlu koşullarından kaynaklanıyordu.
Geceleyin sokaklar tehlikelidir.
- Tom sahilden üç sokak yukarıda oturuyor.
- Tom sahilin üç sokak üstünde oturuyor.
Sokaklar sadece arabalar için değildir.
Tom sadece birkaç blok ötede yaşıyor.
Gün boyunca yollar arabalarla dolar.
Sokaklarda şiddet ve kaos var.
Japonya'da neredeyse tüm yollar tek şerittir.
Geceleri yalnız başına sokaklarda yürümekten kaçının.
Zaman geçirmek için caddelerde dolaştım.
Aslında yazılı olmayan sokaklarda olan bir kural vardır
Şehrin çok sayıda geniş caddeleri var.
Tom sarhoş ve çıplak şekilde sokaklarda koşuyordu.
Geceleyin sokaklar güvenli değildir.
Kötü hava sonucu yollar kapalı.
Tokyo sokakları Cumartesi günleri doludur.
Biz tren istasyonundan yaklaşık üç blok ötedeyiz.
Freetown sokaklarını kirleten cesetler vardı.
Oğlunu arayarak caddeleri dolaştı.
Öğrenciler Vietnam savaşını protesto etti.
Bizim yolların ve köprülerin büyük miktarda tamire ihtiyacı var.
Günün bu saatlerinde yollarda çok trafik olur.
Yollar günün bu saatinde çok kalabalık.
Ama en önemlisi, dört beş gün sonra tekrar sokağa, eylemlere dönmüştük.
sadece birkaç sokak ama bir sürü boş alan görürsünüz.
Tıpkı bizim gibi insanlar sokaklarda dolaşıyordu. Tıpkı bizim gibi.
Şehre gelen tüm yollar arabalar dolu.
Bu ülkenin yolları dünyanın en tehlikelisidir.
Banliyölerde caddeler kıvrımlı ve dardır.
Sokaklarda şişe toplayarak karnını doyuruyordu
Kırsal yolları şehir yolları kadar kalabalık değil.
Hava karardıktan sonra sokaklarda yürümek güvenli değildir.
Belediye başkanının önerisi sokakların tamir ettirilmesine katkıda bulunacaktır.
Evden kaçmıştım ve Londra'daki izbe sokaklarda uyuyordum.
Tersini, konser salonunun üç blok ötesinde yaşayan bir insanı düşünün.
Fakat kısa bacaklarla uzun duvarlara tırmanılmaz. Yoğun sokaklardan da geçilmez.
Dünya'nın bütün sokaklarını, her sokakta bulanan evlerin fotoğraflarını tek tek çekti.
Buza karşı yollara müdahale ederler ya? Kum kullanırlar.
Herkes evinde kendini karantinaya aldı. Daha sonrasında bütün sokaklar dezenfekte edildi.
Hatta bu konuyu geliştirip Dünya'nın bütün sokaklarının fotoğraflarını bile çekti.
Bu kalabalık bana Tokyo caddelerini hatırlatıyor.
İnsanlara sokaklardaki şiddet nedeniyle evde kalmaları söylendi.
Şehir, ormandaki evlerinin etrafını sardıkça... ...sokaklarda hayatta kalmanın yollarını öğreniyorlar.
Neredeyse yok etmek üzereler. Çin devlet başkanı ise Wuhan sokaklarında dolaştı.
Caddede yaklaşık 100 metre kadar düz gidin, ve üç yollu kavşağa varırsınız.
Hafta sonları gece yarısından sonra şehir merkezi güvenli değildir, çünkü bütün sarhoşlar sokaklarda dolaşırlar.
ve düşman, arazi, yollar ve operasyonları etkileyebilecek diğer her şey hakkında raporları harmanlamak.