Examples of using "Tatsache" in a sentence and their turkish translations:
Lütfen bu gerçeği aklında tut.
Bu bir gerçek.
O bir gerçek mi?
Bu gerçek unutulmamalı.
Bu gerçeğe rağmen;
Bu gerçek bir olaydır.
Hiç kimse gerçeği inkar edemez.
O kanıtlanmış bir gerçek.
Bu gerçek onun suçsuzluğunu kanıtlar.
Bu önemli gerçeği gözden kaçırdık.
Gerçek açığa çıkarıldı.
O gerçek inkar edilemez.
Ben sadece bir gerçeği ifade ediyorum.
Gerçeğin farkındayım.
Bu, hayatın bir gerçeği.
Ben gerçeğin farkındaydım.
Bu gerçeği inkar edemiyoruz.
inanmak öğretilmişti.
Gerçek benim yüzemememdir.
O gerçeğin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Bu hikaye bize ilginç bir gerçeği söyler.
Biz bu gerçeği unutmaya meyilliyiz.
O bir fikir değil. O bir gerçek.
Bu inkar edemeyeceğin bir gerçektir.
Ateşin yandığı gerçeğini kimse inkar edemez.
Onlar gerçeğin farkında gibi görünüyorlar.
Bu durumun çok ciddi olduğunu düşünüyorum.
O bir gerçek.
Onun suçlu olduğu gerçeği sürüyor.
Gerçek şu ki, onun hakkında hiçbir şey bilmiyor.
O gerçeğin tamamen farkındayım.
Biz büyüttük aslında bunu,bizler sayesinde buralara geldi.
Sigara içmenin sağlık için bir tehlike olduğu bir gerçektir.
Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur.
Gerçek yanımda para olmamasıdır.
Tom hapiste olduğu gerçeğini gizledi.
Geçek onun seni göremeyecek kadar çok meşgul olmasıdır.
Dünyanın yuvarlak olduğu gerçeğini kimse inkar edemez.
Herkes tarafından sevilmeyebilir ama gerçek bu.
Hiç kimse Leanne'in benim kız arkadaşım olduğu gerçeğini inkar edemez.
Onun çok genç olduğu gerçeğini göz önüne almalısın.
Bu gerçek onun masumiyetini kanıtlıyor.
Yaşlandığını dikkate almamız gerekir.
Fakat hakikaten, hiç kimsenin doğru projeksiyonu olmadığı gerçeği değişmedi.
Bu gerçeğin ışığında, onun masum olduğu açıktır.
Benim erkek kardeşim olduğun gerçeğini hatırlıyorum.
Sebepsiz bir şey olmayacağı gerçeğini kimse inkar edemez.
Şirketin para kaybettiği gerçeği ile yüzleşmek zorundayız.
Hayatta kalmam, insan vücudunun kolay kolay yok edilemezliğinin eseridir.
- Bill, babasının çok sigara içtiği gerçeğini sevmez.
- Bill babasının çok sigara içmesinden hoşlanmaz.
Onun meşgul olduğu gerçeğine rağmen, o beni görmeye geldi.
Kimse dünya ekonomisinin Amerikan ekonomisinin etrafında döndüğü gerçeğini reddedemez.
Ben salonun soğuk olması dışında konserden zevk aldım.
O, hayatında bir doktora hiç başvurmamış olması gerçeğiyle gurur duymaktadır.
Hayatı değiştiremem, sadece kendimi değiştirebilirim. Ama sevdiğim gerçeğini değiştirmek istemiyorum.
İnsanoğlunun hayvanlardan farkı düşünebiliyor ve konuşabiliyor olmasıdır.
Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.