Examples of using "Verdächtiges" in a sentence and their turkish translations:
O, şüpheli bir şey fark etti mi?
Onun hakkında şüpheli bir şey yok.
Şüpheli bir şey fark etmedim.
O, şüpheli bir şey fark etmedi.
Son zamanlarda şüpheli bir şey fark ettiniz mi?
Garip bir ses duydu ve yataktan fırladı.
Annesi bir bit yeniği sezmiş olmalı.
Tom, Mary'nin öldüğü sabah şüpheli bir şey gördüğünü söyledi.
Şüpheli bir şey fark ettin mi?