Examples of using "Verkäufer" in a sentence and their turkish translations:
Bir satış elemanıyım.
Tom bir satış görevlisi.
Sen iyi bir satıcısın.
Satıcılar genellikle hızlı konuşucudur.
Kimse kaba satıcıları sevmez.
- Bir satıcı olarak çalışıyorum.
- Tezgâhtar olarak çalışıyorum.
- Tom da bir satıcıdır.
- Tom da bir satıcı.
Tom başarılı bir satıcıdır.
Tom iyi bir satış elemanıdır.
Tom bir satıcı, değil mi?
Parayı tezgahtara uzattı.
"Bu insanlar, polis olabilir. Market tezgahtarı olabilir."
Satış temsilcileri sık sık beni kazıklıyorlar.
Satıcı caddede duruyor.
Satıcı onun nasıl kullanılacağını gösterdi.
Kaba satıcıya kaşlarını çattı.
Bir satıcı olarak geçimini sağlıyor.
Tom bir satıcı olarak geçimini sağlıyor.
Bob cumartesi günü bakkalda bir kâtip olarak çalıştı.
Linux'u destekleyen satıcılar var.
Yaşlı adam satıcı tarafından dolandırıldı.
Satış elemanı elbiseyi alması için onu ikna etti.
Sonunda satıcı pahalı makineyi almam için beni ikna etti.
Tom mayoyu daha büyük bir bedenle değiştirmeye çalıştı fakat tezgahtar ona izin verilmediğini söyledi.
Tom'un denediği ceket çok küçük olduğu için, tezgahtar ona denemesi için bir tane daha verdi.
Dükkana girdim ve bir tezgahtar "Size yardımcı olabilir miyim?" dedi.
1950'lerin sonlarında annem bir şişe rom almak istemiş, ve Ontario tekel bayiindeki görevli ona kocasının yazılı izninin olup olmadığını sormuş.