Examples of using "Zustand" in a sentence and their turkish translations:
Bir şartları vardı
Onun durumu kritik.
Tom'un durumu kötüleşti.
Diş etleriniz kötü durumda.
O hazin bir haldeydi.
Tom'un durumu hızla kötüleşiyor.
Fiziksel durumun çok önemlidir.
Oda kusursuz durumda.
Tom'un durumu gerçekten o kadar ciddi mi?
Acınacak hâldesin.
Onlar mükemmel durumdalar.
Su, doğal olarak, bir sıvıdır.
Tüm motorlar iyi durumda.
Hastanın durumu kötüleşti.
Diş etleriniz kötü durumda.
Onun durumu her gün daha da kötüleşti.
daha doğal bir durum beklemiştik ama
- Hasta ümitsiz bir hasta.
- Hastanın iyileşme umudu yok.
Mallar iyi durumda geldi.
O, kritik durumdaydı.
Silahlı üç kurban kritik durumda.
Ev kötü durumda idi.
Yol kötü durumda.
Bu araba iyi durumdadır.
İki hafta sonra duygusal durumu normale döndü
Annen kritik durumda.
Eski kale üzücü bir durumda.
Bu durum daha fazla devam edemez ve etmemeli.
Yol çok kötü durumda.
Biz onu bu şekilde bırakamayız.
ama bugün sahra altı Afrika mısır ürünlerine bakarsanız,
O hâldeyken oğluma iyi bir baba olamazdım.
Doktor, babamın sağlığıyla ilgili endişelerimi giderdi.
Hastanın durumu her gün değişir.
Bina ne durumda?
O araba hiç kuşkusuz korkunç bir durumda.
Gezegenimizin durumu etrafındaki sessizliği yıkmamız gerekiyor;
Hastanın durumu günden güne değişiyor.
Kışın ortaları geldiğinde, ölüme yakın bu hâlde haftalarca hayatta kalabilir.
ölüm girdabı adı verilen bir duruma yakalanıyor bazen
Onlar bana mezarlığın berbat durumda olduğunu söylediler.
Devletini çok seven kişilerden örnek vereceğim size
Dişlerimi gösteremem. Kötü bir durumdalar.
Ekonomi perişan durumdaydı.
Bu oda neredeyse Tom'un onu bıraktığı şekilde.
Sarhoşken onu yaptım.
Uykuluyken ders çalışmak zaman kaybıdır.
O evinde gereksiz yere yaktığın lamba var ya işte o bile senin devletine zarar.