Examples of using "Állt" in a sentence and their turkish translations:
O, ayakta duruyordu.
O, kuyruktaydı.
O onun yanında durdu.
O benim arkamda durdu.
Herkes durdu.
- O intikam aldı.
- İntikam aldı.
Kim ayakta durdu?
O kendi başına durdu.
Tom dışarıda duruyordu.
Tom sırada duruyordu.
Kim durdu?
Ev alevler içindeydi.
Fransa, Rusya ile savaştaydı.
O, erkek kardeşinin yanında duruyordu.
O ona yakın durdu.
Kimse kalkmadı.
Tom girişte durdu.
Tom karanlıkta duruyordu.
Hayatım bir enkazdı.
Ama öyle görünmüyordu.
hâlâ devam eden global bir salgının ortasında değildik.
imkansız denemelere katlanmış
10 soru-cevap diyaloğundan oluşan
şöyle tarif ediliyordu;
Araba durmadı.
Seyirci çoğunlukla iş adamlarıydı.
Bir şey değişti.
Tom aynanın önünde durdu.
Onun annesi girişte duruyordu.
O bir tuz direği gibi hareketsiz duruyordu.
O onun önünde huşu içinde durdu.
Tom'un Mary'yle yakın ilişkisi vardı.
Tiyatronun girişinde bir insan kalabalığı vardı.
Tom Mary'nin evinin önünde duruyordu.
Tom tam Mary'nin arkasında durdu.
1917'de Avrupa savaştaydı.
Tren neden durdu?
Yağmur ne zaman durdu?
Bir zamanlar burada bir manastır duruyordu.
Hiç kimseyi incitmeye niyet etmedim.
Bebek gelmeye hazırdı.
Kraliçe kralın yanında durdu.
Burada eski bir tapınak vardı.
Tom, Westminster Metro İstasyonunda platformda durdu.
Çocuk bir süre durmaya devam etti.
- Seni incitmeye niyet etmedim.
- Seni incitmeyi istemedim.
Beyefendi bankanın önünde durdu.
Babası hayatını bilime adadı.
Şans bizden yanaydı.
Bay Sato bir kayanın tepesinde duruyordu.
Tom durduğu yerden Mary'yi görebiliyordu.
Avukat yeni bir kanıt gündeme getirdi.
Tom orada durdu ve bana bakıyordu.
Otobüs neden durmadı?
Yere monte edilmiş küçük, kare bir masa,
"Eeee, psikiyatrist tarafından daha önce tedavi edildiniz mi?"
Fakat Kutuzov hala Kaluga yolunu tıkıyordu.
Yağmur henüz durmadı, değil mi?
Tom ve Mary çok yakınlardı.
John, başım derde girdiğinde bana destek olurdu.
Tom barda duruyordu, bir bira içiyordu.
Sizi temin ederim ki sizi aldatmak niyetinde değildim.
Güneş hareketsiz duruyor gibi görünüyordu.
-Maidan gibi. -O grupların arkasında kim vardı? Sağ kanat.
Onun güçlü bir mazereti vardı.
Evimin arka tarafında eskiden bir kiraz ağacı vardı.
Kasırgadan sonra, evleri bir harabeydi.
O sürekli konuşuyordu.
Ama onunla tanıştığımda ipoteği paraya çevrilmek üzereydi.
Ayağa kalktığında "Hakim hanım, mahkemeye döndüm
Yardım edebildiğimize memnun oldum.
Tom asla Mary'yi incitmek istemedi.
Ahır kapısı açıktı.
Depremden sonra Tom'un dünyası altüst oldu.
Rus merkezi kargaşa içindeydi… ve kırılmaya yakın görünüyordu.
Odada bir piyano vardı ama hiç kimse onu çalmıyordu.
Onu sana söylemek niyetinde değildim.
Tom ölmeye hazır değildi.
Tom Mary'ye her şeyi söylemeyi planladı.
Tom, Johannes onu tabanca ile tehdit ettiği için Maria'nın önünde duruyordu.
O, konuşmayı sürdürdü.
Haberi duyduğumda saçlarım döküldü.
Yıllar önce burada bir kale vardı.
O bir roman yazmaya başladı.
O, ondan bir mektup aldı, ancak yalnızca birkaç soğuk söz içeriyordu.
Bahçemiz otlarla dolu.
- Tom, Mary'nin, arabasını nereye park ettiğini biliyordu.
- Tom, Mary'nin arabasını nereye park ettiğini biliyordu.