Examples of using "Ahogyan" in a sentence and their turkish translations:
Ben konuşma şeklini seviyorum.
O onu şaşırtıcı bir tarzda söylüyor.
kimsenin öngöremediği bir şekilde.
Franklin Pierce Adams'ın söylediği gibi,
benimle birlikte binlerce sanatçı da
Senin yönteminle deneyeceğiz.
Kapının açıldığını duyduk.
Onu yapmamı tekrar izle.
Tom'un dans etmesini izlemeyi seviyorum.
Onların söylediği gibi yapmalıyız.
ben de saklanmayı seçerdim.
- Bu düşündüğümden daha zor
- Bu olacağını düşündüğümden çok daha zor.
Tom Fransızca konuşabiliyor ve ben de.
Sana söylediğimi tam olarak yapman gerek.
Sarmaşıkların dallara sıkıca sarılarak
Tom, Meryem ve John'un tartıştığını duydu.
Tom Fransızca konuşmaz ve ben de.
Tom asla işleri yapma tarzımı sevmedi.
Ben uçağın binaya çarptığını gördüm.
Vahşi, özgür bir hayvan tarafından bütünüyle kabullenilmek
Sanırım Tom bu odayı dekore etme tarzını sevecek.
Biz yukarı çıkarken hava soğur.
Tom senin onun konuştuğunu düşündüğünden daha iyi Fransızca konuşabilir.
Muhtemelen Tom düşündüğün kadar meşgul değil.
fakat bu helikopter kıyıya doğru uçuyor,
bu sefer kızı mümkün olduğunca dikkatli bir şekilde
Onun davranma tarzından memnun olmadığımı Tom'a bildirdim.
Onu nasıl yaptığını izledim.
O her zaman işleri yapma tarzım hakkında şikayet ediyor.
Ormandaki renk harmonisine hayran kaldığımı hatırlıyorum
Meryem, Tom'un kapıyı çarpmasından onun mutsuz olduğunu anladı.
- Bazen babamın banyoda şarkı söylediğini duyuyorum.
- Ben bazen babamın duşta şarkı söylediğini duyuyorum.
Victor Hugo'nun da söylediği gibi: "Dünyada, zamanı gelmiş bir fikirden daha güçlü olan hiçbir şey yoktur."
Bu çok uzun sürüyor.