Examples of using "Helyen" in a sentence and their turkish translations:
Her zamanki yerde buluşalım.
O güvenli bir yerde.
Doğru yerdeyiz.
Doğru yerdesiniz.
- Serin tut!
- Serin muhafaza et!
Yanılgıya düşüyorsun.
Güvenli bir mekândasın.
- O birçok yerde bulundu.
- O birçok yerde bulunmuştur.
Tom ikinci sırada bitirdi.
Her zamanki yerde seni bekliyor olacağım.
Bir kerede iki yerde olamazsın.
Dışarıda olduğumda
Aynı anda iki yerde olamazsın.
Seninle her zamanki yerde buluşacağım.
Neden böyle bir yerde uyuyorsun?
- Parayı güvenli bir yerde tut.
- Parayı güvenli bir yerde saklayın.
Aynı anda iki yerde olamam.
- Tom sonuncu bitirdi.
- Tom sonuncu tamamladı.
Her şey bu yerde başladı.
- Bu yerlerden hiçbirine gitmedim.
- Bu yerlerden hiçbirinde bulunmadım.
Bir kerede iki yerde olamazsın.
Maalesef, Tom yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
Aynı anda iki yerde olamam.
Biz üçüncüyüz.
Bu tip yerlere ne tip insanlar takılırlar?
"İnsanlar evsizlerin olduğu yerde öğle yemeklerini yemeyecekler."
Nehir o noktada sığdı.
Ben yasadışı otopark için 20 dolar para cezasına çarptırıldım.
Ben karanlık bir yerde onunla karşılaşmak istemiyorum.
Böyle karanlık bir yerde güneş gözlüklerine neden ihtiyacın var ki?
Bu hızlı bir tren. Çok durakta durmaz.
30 yıl önce ise 23 savaş vardı,
Sadece birkaç özel yerde bulunur.
Ya bir dahaki sefer mükemmel bir yere gittiğinizde
çünkü bizler birçok yerde gerekli işçilerdik
Ancak gerçek dünyanın her yerinde pek çok farklı şekilde etrafımızı sarmış,
- Seni bu tarz bir yerde görmeyi ummazdım.
- Seni böyle bir yerde görmeyi beklemiyordum.
Onunla öyle bir yerde karşılaşmayı asla ummadım.
Buradaki insanların çoğunun elektriği yok.
Tom Mary'yi her zamanki saatte ve her zamanki yerde karşılayacağını söyledi.
O mevkideki bir kitapçı hayatta kalmak için yeterli para para kazanmaz.
Maalesef ölüm kaçınılmaz ve her zaman çok üzücü. Ama bence hepimiz birbirimizi çok güzel bir yerde tekrar göreceğiz.
Burası onun kendini öldürdüğü yer.