Examples of using "Rengeteg" in a sentence and their turkish translations:
birçok insan öldürülmüş.
- Çok fazla zamanımız var.
- Çok zamanımız var.
Senin bol zamanın var.
Pek çok yeteneklerim var.
Benim bir sürü hayallerim var.
Yapacak çok şeyim var.
Çok fotoğraf çekerim.
Çok fazla kameram var.
Çok fırsatın vardı.
Bir sürü zamanı boşa harcıyoruz.
Bir sürü değişime ihtiyacımız var.
ve bol bol zaman.
çok fazla saldırıya maruz kaldılar.
Halledecek bir sürü sorunum var.
Tom bir sürü sorunlara neden oluyor.
Kırsal bölgede çok ağaç var.
Tom'un çok parası var.
Tom'a çok ödeme yapılır.
Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.
Seninle görüşmek istediğim birçok şey var.
O, ona çok para verdi.
Bol limon suyu içtim.
Hayatlarında ilahi müdahaleler ve mucizeler olması için
-İş ağır mı? -Çok ağır.
Geri verecek çok enerjim vardı.
Bugün burada bir sürü insan var.
Parkta bir sürü insan vardı.
Proje büyük miktarda para gerektiriyor.
Dünya üzerinde birçok dil konuşulur.
Asakusa'da çok sayıda yabancı turist var.
Şu an yapacak çok işim var.
Roma bir sürü antik yapılara sahiptir.
Bana bir sürü güzel fotoğraflar gösterdiler.
- Ütü fazlaca elektrik kullanır.
- Ütü çok elektrik harcar.
Tom'un bir sürü bagajı var.
Bir sürü valizle seyahat etmeyi sevmiyorum.
Öte yandan, karanlık ve büyüleyici bir tarafa sahip,
Tüm bu yatırımcılarla konuşma sürecinde,
Yani çok fazla enerji gerektiriyor.
Bu şehirde çok sayıda okul vardır.
Bugünlerde birçok yaşlı insan kendi başına yaşıyor.
Çok zamanın vardı.
Bol miktarda su var.
Bir sürü çiçeğim var.
Bu ağaç birçok meyve taşır.
Öğrenciler oyuna çok zaman harcarlar.
Rahatınıza bakın. Çok vaktimiz var.
Öğrenecek çok şeyimiz var.
- Kışın burada çok kar olur.
- Kışın burada çok kar alırız.
Vücudumuzun nasıl çalıştığıyla alakalı bize birçok veri veriyorlar.
- Benim bir sürü sorum var.
- Bir sürü sorum var.
Evlilik hayatına alışmak uzun zaman alır.
Onun tavsiyesi sayesinde, çok para biriktirdim.
Yapacak çok işim var.
Hakkında konuşulacak çok şeyimiz var, sen ve ben.
Bana hastane odasında onca zamanı geçirmek için
günümüzde işle ilgili birçok karar bu şekilde alınıyor.
Tek bir hikâyeyi tonlarca veriye tercih ediyoruz.
Bu bomba bir sürü kişiyi öldürebilir.
Bu politik problem sıcak tartışmalara neden oldu.
Ay ışığı, iç içe geçmiş ormandan içeri sızmakta zorlanıyor.
Ve daha fazlasını keşfetmek için bir sürü fikrimiz.
Henüz sana söylemediğim bir sürü şey var.
İkinci bölümün ilk sayfasında birçok yeni sözcük var.
Tom'un özür dilemek için çok fırsatı vardı, ama bunu yapmadı.
Meğer tek başınıza yaparken birçok sorun yaşanıyormuş.
Ağaçlar kuşlarla doluydu.
Onlar bana çok sayıda güzel fotoğraf gösterdiler.
Tom parası ile ne yapacağını bilmiyor. Onun çok fazla parası var.
Çok Fransızca kelime biliyorum ama cümle içinde bir araya getirmekte zorlanıyorum.
Tom'un şiiri çok sayıda ödül kazandı.
Öğrenci, ebeveyn ve öğretmen birçok sorunla uğraşıyor.
Köprü yapmak, maliyetin dışında, uzun sürecektir.
Tom Mary'den çok para çaldı.
Bu ağaca ne denilir bilmiyorum, ama buralarda onlardan çok fazla var.