Examples of using "Affare" in a sentence and their turkish translations:
Bir kelepir aldım.
Ne pazarlık!
O büyük bir anlaşma mı?
Biraz bitirilmemiş işimiz var.
Biraz bitmemiş işimiz vardı.
O bir anlaşma mı?
Bu garip bir vakaydı.
Bu iyi bir anlaşma.
Bu gerçek bir kelepir.
Bu harika bir anlaşma.
- O onun işi değildir.
- O onun işi değil.
İlgilenecek biraz işim var.
Ben bu işin içinde yer almak istemiyorum.
Erteleme: Bu ciddi bir iş.
İnternet ciddi bir iştir.
Tom'la biraz işim var.
O oldukça korkunç bir anlaşma.
Ben gerçek bir kelepir buldum.
Bu kötü bir anlaşma.
Ben bir hafta içinde bu anlaşmayı kapatmak zorundayım.
Bu çok büyük bir anlaşma.
Savaş iğrenç bir iştir.
Politika kirli bir iş.
Ama yaşamak ciddiyet ister.
Belki Tom iyi bir anlaşma yaptı.
- O onun işi değildir.
- Onu ilgilendirmez.
- Bundan ona ne!
İlgilenecek biraz bitirilmemiş işimiz vardı.
Tom acil bir iş için Boston'a gitti.