Translation of "Brilla" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Brilla" in a sentence and their turkish translations:

Guarda come brilla!

Vay canına, harika parlıyor. Şuna bakın.

La luna brilla.

Ay parlıyor.

La costellazione brilla.

Takımyıldızı parıldıyor.

Brilla proprio forte. Guarda.

Vay canına, harika parlıyor. Şuna bakın.

Alzati e brilla, Johnny.

Kalkma zamanı, Johnny.

Il tramonto brilla ad ovest.

Gün batımı batıda parlıyor.

La luna brilla alla notte.

Ay geceleyin parıldar.

Perché la luna brilla la notte?

Ay neden geceleyin parıldar?

- Il sole brilla.
- Il sole sta brillando.

Güneş parlıyor.

Questo è un mondo dove il sole non brilla.

Bu, güneşin parlamadığı bir dünya.

- Il sole brilla nel cielo.
- Il sole sta brillando nel cielo.

Güneş gökyüzünde parlıyor.

- Non è tutt’oro quel che riluce.
- Tutto ciò che brilla non è oro.

Her parlayan şey altın değildir.

- Non è tutto oro quello che luccica.
- Non è tutt’oro quel che riluce.
- Tutto ciò che brilla non è oro.
- Non è tutt'oro quello che riluce.

- Her parlayan şey altın değildir.
- Her gördüğün sakallıyı deden sanma.