Examples of using "Dovemmo" in a sentence and their turkish translations:
Gelmek zorunda kaldık.
O kadar şiddetli yağmur yağıyordu ki gidişimizi ertelemek zorunda kaldık.
Biz planımızdan vazgeçmek zorundaydık.
Biz uçaklarımız vardı ama onları satmak zorunda kaldık.
Asansör bozuktu ve biz beşinci kata yürümek zorunda kaldık.
Biz ayrılmak zorundaydık.
Yağmurdan dolayı oyunu iptal etmek zorunda kaldık.
On dakika onu beklemek zorunda kaldık.