Examples of using "Interesse" in a sentence and their turkish translations:
İlgiyi kaybettim.
İlginiz için minnettarız.
Yüzde kaç?
İlginiz için teşekkür ederim.
Bunu yapmaya ilgimi kaybettim.
İşine olan ilgisini yitirdi.
- Ben parayla ilgilenmiyorum.
- Paraya ilgim yok.
İşime olan ilgimi kaybettim.
O böcekleri toplamakla ilgileniyor.
Onu yapmaya ilgim yok.
Tom işine karşı ilgisini kaybetti.
Tom ilgi ile dinledi.
Tom ilgi kaybediyor.
- Bu konu seni neden ilgilendiriyor?
- Senin bu işten çıkarın ne?
Tom plana ilgi gösterdi.
- Onun politikaya ilgisi yok.
- Onun siyasete ilgisi yok.
Benim ilgim insan seyretmedir.
Bilime hiç ilgi göstermez.
Tom'un bilime ilgisi yok.
Faiz oranları artıyor.
Amcamın sanata derin bir ilgisi var.
Faiz oranları hâlâ düşük.
Tom'un golfe ilgisi yoktur.
Benim sıradan insanlara hiç ilgim yok.
Kitaplara ya da müziğe az ilgi gösterdi.
İlginiz için teşekkürler.
Tom Fransızca okumaya ilgisini kaybetti.
Sonra balıklara olan ilgisini kaybedip
Tom Fransızca öğrenme isteğini kaybetti.
Herkes ilginin gerçek olduğunu söyleyebilir.
Tom beyzbola ilgisi yok gibi görünüyor.
Faiz oranları %5'te sabitlendi.
çok az önemseyen diasporadakilerle tanıştım.
Çevresindekilere geçici bir ilgiden fazlasını almaz."
Birkaç dakika sonra, konuşmaya olan ilgimi kaybetmeye başladım.
Tom, açık hava sporlarına büyük ilgi duymuyor.
Kafanın içinde geçenleri anlama isteğim yok.
Mary'nin Japon dili ve tarihine bir ilgisi vardır.
Biz tarihi ilgi yerlerini ziyaret ettik.
Ancak Venedik'in gücü yapmış oldukları zekice müzakerelerden ve şahsi çıkar anlayışlarından da gelir.
Budizm makalesi, Doğu dinlerine olan ilgimi yeniden canlandırdı.
Aklında yemekten fazlası var. Eh, ısrarcılıktan tam puan aldı.
Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.
Temel fikri şu; herkes kendi çıkarına yönelik davranışta bulunursa
- Yemek pişirmeye çok fazla ilgim yok.
- Yemek pişirmeye fazla ilgi duymuyorum.