Examples of using "Maggiore" in a sentence and their turkish translations:
Ne kadar tehlike, o kadar onur.
Ben senin ablanım.
Onun ağabeyini tanıyor musun?
Onun bir ağabeyi var.
Daha büyük bir indirim istedim.
O daha büyük bir indirim istedi.
O daha büyük bir iskonto istedi.
Onlar daha büyük bir indirim istedi.
">" den büyüktür demektir.
O, benim ablam.
O, ağabeyine hayrandır.
Senin ablan ile tanışmak istiyorum.
O, Tom'un ablası.
Ablanla tanışmak istiyorum.
Tam olarak ağabeyine benziyor.
O, abisinden farklıdır.
Tom'un ağabeyiyim.
Ben Tom'un ablasıyım.
politik etkinlikleri daha üstün.
O benim abim.
Tom'un bir ablası vardır.
Tom daha büyük bir indirim istiyor.
Tom ağabeyini çok seviyor.
Şirket ağabeyim tarafından yönetilir.
Boston'da yaşayan bir ağabeyim var.
"yeşil bina"lara dönüşünde görüyoruz,
ölüm riskiniz o kadar yüksek olur.
Kiskadee sinek avcısı kuşun sesini taklit ederler.
O reşit olmadan önce öldü.
En büyük ağabeyim bekardır.
Tam ağabeyine benziyorsun.
- Tom, benim ağabeyim.
- Tom benim ağabeyim.
- Tom abim.
Büyük kız Britanyalı olmak istiyor.
En büyük erkek evladın kaç yaşında?
Ağabeyim araba sürmeyi bilir.
Ağabeyinin oldukça iyi olduğunu biliyorum.
Ablam beni öldürmek istiyor.
O, Taro'nun ağabeyidir.
Sanırım o, Mary'nin ağabeyidir.
O, ağabeyi kadar zeki değildir.
Tom'un ablasının adı nedir?
Büyük bir karmaşıklık durumunda,
Benim ağabeyim bir öğretmendir.
Onun büyük oğlu üniversitede okuyor.
- Tom Mary'nin ağabeyidir.
- Tom Mary'nin abisidir.
Ağabeyim TV izliyor.
Ablam dişi ninjadır.
Dün ağabeyim ile tartıştım.
Tom, John'un en büyük oğludur.
Tom Mary'nin büyük oğlu.
Şirketi ağabeyim yönetiyor.
Mary Tom'un ablasıdır.
En büyük çocuk olmak kolay değil.
Büyük kız kardeşim her sabah duş alır.
bana ağabeyim gibi davranan biriydi.
Sonunda en büyük varlığımıza yatırım yapabiliriz.
evde ve toplum içinde daha iyi bir faaliyet ve iklimi değişen
bir toplumda yaşamak istiyorum,
üzerinizde daha çok etki yapacaktır.
Ayrıca genç bir Binbaşı Bonaparte ile arkadaş oldu.
Tom benim ablamla nişanlı.
Onların en büyük kızı henüz evli değil.
Tom'un en büyük kızı evli değil.
Ablam Angelina on altı yaşında.
Tom, Mary'nin ağabeyi, değil mi?
Ağabeyim judo yapıyor. O çok iyidir.
Şimdiye kadar dünyada mikropları bulduğumuz
Stavanger'dekinin beş katı olduğunu görüyoruz.
ya bunları fark ediyordum ya da daha kötüye gidiyorlardı,
Soğuk, daha da büyük bir tehdit oluşturabilir.
çeşitli kampanyalarda Ney'e ve genelkurmay başkanına
yeni genelkurmay başkanı olarak Soult'u seçmekti.
Çin'in nüfusu Hindistan'ınkinden daha büyüktür.
Kralın en büyük oğlu tahtın varisidir.
Onların en büyük kız kardeşi henüz evli değil.
Tom'un büyük kızı hâlâ bekardır.
Osaka'nın nüfusu Kyoto'nunkinden daha büyüktür.
Japonya'nın nüfusu Avustralya'dan çok daha büyüktür.
Annem ve babam beni her zaman ağabeyimle karşılaştırır.
Ablan kadar erken kalkmazsın, değil mi?
Çin'in nüfusu Japonya'dan daha büyüktür.
Sigara içmek akciğer kanserinin en önemli nedenidir.
Ablam her gün koşuya gider.
ya aynı şeyi daha fazla yaparlar ya da aynı şeyi daha az yaparlar.
Daha aydınlık olması dişi aslanın avlanmasını zorlaştırıyor.
Partiye katılım beklenenden daha büyüktü.
Tokyo'nun nüfusu New York'unkinden daha büyük.
Tokyo'nun Japonya'daki herhangi bir şehirden daha büyük nüfusu var.
Işık hızı sesten çok daha büyüktür.
Japonya'nın nüfusu Britanya'nınkinden daha büyüktür.
O benim en büyük sorunumdu.
Japonlar grup ya da organizasyona bireyden daha fazla dikkat etmektedir.
Senin şehrin nüfusu benim kasabanınkinin yaklaşık beş katı kadar büyüktür.
ve daha sonra en iyi tugay komutanı oldu.
En büyük kısmı Rusya ele geçirmiştir.