Examples of using "Manciata" in a sentence and their turkish translations:
Tom bir avuç dolusu kuru üzüm yedi.
Sadece bir avuç dolusu insan gerçeği biliyor.
avuç içi kadar insanı inanılmaz zengin yapıyor.
Yarım milyon kadar yavru yapıyorlar. Çok azı hayatta kalıyor.
yeni ücretli hastalık izni yasalarını zorladılar. Ve bir avuç kadar yerde bunu başardılar.