Translation of "Mangiano" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Mangiano" in a sentence and their turkish translations:

- Mangiano.
- Loro mangiano.

Yerler.

- Mangiano carne.
- Loro mangiano carne.

- Et yiyorlar.
- Onlar et yiyorlar.

- Loro non mangiano carne.
- Non mangiano carne.
- Non mangiano la carne.
- Loro non mangiano la carne.

Onlar et yemez.

- Mangiano molto riso.
- Loro mangiano molto riso.

Onlar çok pirinç yerler.

- Mangiano della cioccolata.
- Loro mangiano della cioccolata.

Onlar çikolata yerler.

- Mangiano le mele.
- Loro mangiano le mele.

Onlar elmaları yiyorlar.

- Cosa mangiano gli scimpanzé?
- Che cosa mangiano gli scimpanzé?
- Che mangiano gli scimpanzé?

Şempanzeler ne yiyor?

- Cosa mangiano i pellicani?
- Che cosa mangiano i pellicani?
- Che mangiano i pellicani?

Pelikanlar ne yerler?

- Molti camionisti mangiano qui.
- Molti camionisti mangiano qua.

Birçok kamyon sürücüsü burada yemek yer.

- Le pecore mangiano erba.
- Le pecore mangiano l'erba.

Koyun ot yer.

- Gli italiani mangiano pasta.
- Gli italiani mangiano la pasta.
- Gli italiani mangiano della pasta.

- İtalyanlar makarna yer.
- İtalyanlar makarna yerler.

- Cosa mangiano i prigionieri?
- Che cosa mangiano i prigionieri?

Mahkumlar ne yerler?

Non mangiano niente.

Hiçbir şey yemiyorlar.

Mangiano pesce per cena.

akşam yemekleri balık

Loro mangiano queste cose.

Onlar bu şeyleri yiyorlar.

Cosa mangiano i falegnami?

Marangozlar ne yerler?

Le mucche mangiano l'erba.

İnekler ot yer.

I cavalli mangiano l'erba.

- Atlar ot yer.
- Atlar çimenleri yer.

- Hanno mangiato.
- Loro mangiano.

Onlar yemek yedi.

Loro mangiano la mela?

Onlar elmayı yiyorlar mı?

I vegetariani mangiano verdure.

Vejetaryenler sebze yerler.

Le pecore mangiano l'erba.

Koyunlar ot yer.

- Mangiano carne una volta alla settimana.
- Loro mangiano carne una volta alla settimana.

Onlar haftada bir kez et yerler.

- I giapponesi mangiano sushi ogni giorno?
- I giapponesi mangiano il sushi ogni giorno?

Japonlar her gün suşi yer mi?

I valori mangiano i fatti,

Değerler gerçekleri yer

Gli americani mangiano molta carne.

Amerikalılar çok et yer.

Le termiti mangiano il legno.

Termitler tahta yer.

Mangiano molto riso in Giappone.

Onlar Japonya'da çok pilav yerler.

Gli asiatici mangiano molto riso.

Asyalılar çok pirinç yerler.

I canadesi mangiano molto pesce?

Kanadalılar çok balık yiyorlar mı?

- Perché molti cattolici mangiano pesce al venerdì?
- Perché molti cattolici mangiano il pesce al venerdì?

Birçok katolik Cuma günleri niçin balık yer?

I gatti non mangiano le banane.

Kediler muz yemez.

I pesci grandi mangiano quelli piccoli.

Büyük balık, küçük olanı yer.

Cosa mangiano a colazione i cinesi?

Çinliler kahvaltıda ne yer?

Alcune persone non mangiano la carne.

Bazı insanlar et yemezler.

Le pecore mangiano erba nel campo.

Çayırdaki koyunlar otluyor.

Hanako e Taro mangiano del sushi.

Hanako ve Taro suşi yiyorlar.

Che cosa mangiano i cani francesi?

Fransız köpekleri ne yer?

- Cosa mangiano di solito gli italiani per pranzo?
- Che cosa mangiano di solito gli italiani per pranzo?

İtalyanlar öğle yemeğinde genelde ne yer?

I procioni mangiano il 90% delle nidiate.

Rakunlar yiye yiye yumurtaların yüzde 90'ını bitirir.

I giapponesi mangiano tre volte al giorno.

Japonlar günde üç kez yemek yerler.

Ci sono cani che mangiano pesce crudo?

Çiğ balık yiyen köpekler var mı?

Tom e Mary non mangiano mai assieme.

Tom ve Mary asla birlikte yemezler.

Tom e Mary non mangiano spesso fuori.

Tom ve Mary çoğu kez dışarıda yemek yemezler.

- Le mucche dietro la mia casa non mangiano che dei tulipani.
- Le mucche dietro casa mia mangiano solo tulipani.

Benim evimin arkasındaki inekler sadece laleleri yiyorlar.

Come cosa mangiano, dove sono, con chi sono.

ne yemiş, neredeymiş, kimleymiş.

I nostri alunni mangiano al ristorante della scuola.

Öğrencilerimiz okul yemekhanesinde yemek yer.

Alcune persone mangiano il sushi con le mani.

- Bazı insanlar elleriyle suşi yer.
- Bazı insanlar suşiyi elleriyle yerler.

- Non capisco le persone che mangiano la colazione per cena.
- Io non capisco le persone che mangiano la colazione per cena.

Ben akşam yemeği için kahvaltı eden insanları anlamıyorum.

Ma non mangiano da giorni. La madre deve cacciare.

Fakat günlerdir bir şey yemediler. Annenin avlanması gerek.

No, i vegetariani non mangiano né pollo né pesce.

Hayır, vejeteryanlar tavuk ya da balık yemez.

Gli americani mangiano cibi speciali il Giorno del ringraziamento.

Amerikalılar Şükran gününde özel yemekler yer.

Gli italiani non mangiano gli spaghetti con un cucchiaio.

İtalyanlar kaşıkla makarna yemezler.

Loro mangiano dei semi di girasole mentre giocano a carte.

Onlar kart oynarken ayçiçeği çekirdeği yiyorlar.

Gli scoiattoli mangiano semi e noci, così come insetti e funghi.

Sincaplar böcekler ve mantarların yanı sıra tohumlar ve fındıklar da yer.

- Cosa mangiano le persone in Egitto?
- Cosa mangia la gente in Egitto?
- Che cosa mangiano le persone in Egitto?
- Che cosa mangia la gente in Egitto?

İnsanlar Mısır'da ne yerler?

Nel mio mondo sono tutti dei pony e mangiano arcobaleni e cagano farfalle.

Benim dünyamdaki herkes birer midilli, onlar gökkuşağı yiyorlar kakaları da kelebek.

- Loro mangiano un tramezzino.
- Stanno mangiando un sandwich.
- Loro stanno mangiando un sandwich.

Onlar bir sandviç yiyorlar.

- La gente cosa mangia per colazione in Australia?
- La gente che cosa mangia per colazione in Australia?
- La gente che mangia per colazione in Australia?
- Le persone cosa mangiano per colazione in Australia?
- Le persone che cosa mangiano per colazione in Australia?
- Le persone che mangiano per colazione in Australia?

- Avustralya'da insanlar kahvaltıda ne yer?
- Avustralya'da insanlar kahvaltı için ne yer?

I saggi parlano di idee, gli intellettuali di fatti e gli uomini comuni di quello che mangiano.

Olgun insanlar fikirler hakkında konuşur, aydınlar gerçekler hakkında, ve sıradan insanlar da ne yedikleri hakkında konuşurlar.

- Molta gente nel mondo mangia tre pasti al giorno.
- Molte persone nel mondo mangiano tre pasti al giorno.

Dünyadaki birçok insan günde üç öğün yer.

Ho sentito dire che le persone che mangiano verdure e frutta ogni giorno hanno meno rischi di avere un attacco cardiaco.

Her gün sebze ve meyve yiyen insanların kalp krizi geçirme olasılıklarının daha düşük olduğunu duydum.