Examples of using "Peggior" in a sentence and their turkish translations:
Sen dünyadaki en kötü yalancısın.
Dünyadaki en kötü işe sahibim.
En korkuncu da muallakta kalmak.
En kötü düşmanımda bunu istemezdim.
Tom gelmiş geçmiş en kötü yönetmendir.
Anksiyete hayatta en kötü iblis.
Tom, kendisinin en kötü düşmanı.
Şimdiye kadar gördüğün en kötü dövme hangisi?
Bu şimdiye kadar seyrettiğim en kötü film.
" Bu hayatımın en berbat buluşmasıydı"
En kötü düşmanımla el sıkışıyorum.
- Duyduğum en kötü şaka.
- Bu duyduğum en kötü şaka.
Bu şimdiye kadar gördüğüm en kötü filmdi.
Benim için alkol, kadınların ve çocukların en kötü düşmanıdır.
Sami, Leyla'nın en kötü düşmanıydı.
Denenmiş olan tüm diğerleri hariç, demokrasi yönetimin en kötü şeklidir.
Bu kaydedilen en kötü deprem.