Examples of using "Possedere" in a sentence and their turkish translations:
- Ben her zaman bir spor arabaya sahip olmak istedim.
- Hep bir spor arabam olsun istemişimdir.
Tom bir restorana sahip olmak istiyor.
Tom bir restorana sahip olmak istemiyor.
Tom bir restorana sahip olmak istemedi.
Bill kendi büyük arabasıyla komşularına karşı övünür.
Tanıdığım bir kemancı bir Stradivariusa sahip olduğunu iddia ediyor.
Tom Boston'un merkezinde bir ev sahibi olmayı hayal ediyor.
Mary'nin hedefi otuz yaşından önce bir ev sahibi olmak.
Açlık ve yetersiz beslenme gibi çok az bir zaafı var.
Birçok Amerikalının bir otomobile sahip olmak için parası yoktu.